ARKEOMETRi - Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü [PDF]

Günümüzde yapılan arkeolojik araştırmalann kültür tarihi açısından. elden geldiğince eksiksiz olarak değerlendirilcbilme

12 downloads 25 Views 27MB Size

Recommend Stories


10. Arkeometri Sonuçları Toplantısı
You have survived, EVERY SINGLE bad day so far. Anonymous

40. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu Programı
The beauty of a living thing is not the atoms that go into it, but the way those atoms are put together.

Genel Kültür ve Genel Yetenek
Do not seek to follow in the footsteps of the wise. Seek what they sought. Matsuo Basho

PDF - Homeopatiye Genel Bakış ve Akıldaki Sorular
Before you speak, let your words pass through three gates: Is it true? Is it necessary? Is it kind?

Genel Müzik Bilgisi(PDF)
At the end of your life, you will never regret not having passed one more test, not winning one more

Genel Konular [PDF]
I want to sing like the birds sing, not worrying about who hears or what they think. Rumi

Genel Görecelik kuramı(Pdf)
And you? When will you begin that long journey into yourself? Rumi

Optik genel tanımlar PDF
Goodbyes are only for those who love with their eyes. Because for those who love with heart and soul

Genel Bakış ve WhitePaper
Learning never exhausts the mind. Leonardo da Vinci

genel sýndýrým ve emýlým
Keep your face always toward the sunshine - and shadows will fall behind you. Walt Whitman

Idea Transcript


·

T. c . KÜLTÜR VE TUR izM BA KA Nıı G I ESKI ESERLER VE MÜZELER GENEL MÜOÜRLüG ü

ı.

ARKEOMETRi SONUÇLARI TOPLANTısı

ANKARA -

20 ·24 MAYIS 1985

İ çİND EKİLER

Sayfa Ufı lk ESİN Kullanılan

Arkeolojlde

Arkeometrik

Araşt ırmalara

Genel Bi r

Bakı ş

ı

Hale. ÇAMBEL D oğa ve Fen Bilimlerin de Yeni Yöntcmler : Kan ve Doku AnaIizlert · Mu stafa ÖZB AKAN Radyokarbon Yöntemi ve

O ran tılı

Karbondioksit Gaz

ile Tarlhlendirme

_

.7

Sayımı

,.... .....

13

Ay Melek ÖZER Ele ktra n Spin Rczorıans (ESR ) Tarihlendirme Yöntemi Arkeolo jik Uygulam ası .... ,. . . .... ..... ... .. . ... ... .. . .... . .... ...... ... .. .. .... .. ...

21

· Nal! TÜRETKEN Termol ümines ans Yöntemi ile Arkeolojik

Olcay

Yaş

Tayini

27

BİRGÜL

E ser El ement

Bil eşiminden

Giderek

Keremikleı-ln Gruplandı-

olm ası

31

Berna ALPAGUT Fosil Kemiklerde Tarihlema Metodlan

35

Asııman TÜRKMENO(;.LU İnce

- Kesit

Şeref

Çalışma l a rın ın

Arkeolojik Yeri

43

KUNÇ

Ar keol oji k Eserlerde 12 Element Analiz Yöntemleri

- Şabinde DEMİRCt Arkeolojik Ör n eklerin Mikro Analizi

47 55

· Ömür BAKIRER

Cam Buluntu lann nn Önemi

Değerlenmes inde

Ar keometrtk A raştırmala61

Sayfa Sevım

BULUÇ Frig Malzemesine Uygu lanan Kimyasal ve Fizikse l Analizler-lu İlgin ç So nuçlarından Örnekler

69

Eşref DENIz , Acem höyük Saray Kazılannda Çı k an Kem ik Ka lıntıları ü zerin:..... .. ...... .. ...... de Ar keobiyoloj ik Araştırmalar

75

Bazı

""lınan YENER B el karda ğ . Aladaı

ve Keb an Madenier ind e 1984 Yıl ı ı nce leme-

leri

93

MeUn ÖZBEK Değirm en tepe

Antropolojik

Eski

İnsan

Açıdan

Analizi

Toplu lukların ın

Demografik ve

E rksln GtlLEÇ Klaromenal İskele ı lerinin Antropoloj ik ve Demografik lenmesi

107 İ nce-

MEHMET ÖZDOGAN Marmara Böl gesinde Kültür Tar ihi ilc İ l gi l i Bazı Sorunl ar ye Bun ları n ÇözümUne J eomor foloj i Araşt ınmı l annın K a t kı sı ' "

131

139

ARKEOLOJİDE KULLANILAN ARKEOMETRİK ARAŞTıRMALARA GENEL BİR BAKıŞ

Ufuk ESİN·

Arkeometri, arkeolojide çeşitli fen ve doğa bilim dallarının matematiksel ölçüm ve analiz yôntemlertnin uygulanması ve kullanı lması olarak tanımlanabilir. Günümüzde yapılan arkeolojik araştırmalann kül tür tarihi açısından. elden geldiğince eksiksiz olarak değerlendiri lcbilmelerl için. fen ve doğa bilimlerinin çeşitli dallanndan birlikte yararlanılan bu Y~ bilim alanınd an , di ğ er ülkelerde olduğu gibi , son yıllarda ülkemi zde de daha yoğun bir şe k ilde yararlanılma ğa başlanmıştıri . Aslında arkeometrinin baş langıcının 19. y .y.'ın başlarına kadar geriye gitt i ği söylenebilir. 18DD'de ilk kez M. H. KLAPROTH (1743- 1817) Berlin Bilim Akademisinde s ikkeler , camlar ve Ortaçağ heykelleri üzerinde gerçekleş tirdiği bazı kimyasal analizlerin sonuçlan hakkında bir bildiri verir (J. Riederer 1982, s. 14) . 19. y.y/ın sonlarına doğru ve yüz. yılımiz b aşlarında, gerek Avrupa'da üst Paleo litik Devir ma ğara duvar resimlerinin bulunuşu, Ônasya 'da, Anadolu'da başlayan ve yoğunluk kazanan arkeolojik kazılarda ele geçen çeş itli buluntular, metal, keramik, cam, duvar resimlerinin boyalan gibi organik malzemeden yapılan ara ç ve gerecin kimyasal analizleri büyük ölçüde 'artma ğa b aşlar. Troya kazı­ ları , Ur Kral Mezarl an'nın keşfi, M ıs ı r'da özellikle Flinders r eine'nin Ncgade kültürüne ait buluntulan, bu analizlerin daha yoğun bir biçimde yapılmasını sağlar. Böylece Klaproth'un analizlerini, F. Ra thgen, C. H. Desdb , J. R. Parrington . H. H. Coghla n ve daha birçoklarının araştırma­ lan izler ve bunlar ıgi1Jgide daha büyük bir Hgi Hc karşılanır (Ot to -Whter 1952,'5.1 - 20; E sin 1969, s. I -3).

1878'd e Barcn De Geer İ svcç 'dc göl ve bataklık tortul kültelerindeki yı llık ömürlü b itki kalınt ılarını inceleyerek, bunlann içinde bulunduğu «balçrk katmanlarrmn» sayunına daya nan, «Var v a n a H z İ e r I» olarak adlandırılan bir mut lak t arihlendi rrn e yöntemi g eliştirir (Zeuner 1958; Hole - Hei zcr 1969, s. 235, 257). Böylece günümüzden yaklaşık 9 bin yıl öncesine kadar giden mutl ak b ir yaş tayini yapma imkanı doğar. 1920'lerr -ı

Pr of. D r . Ufuk EstN

İst.

Ü niv. Ed. Fak. Prehls tör-ya

Anabilimdalı

Beyazı t/İSTANBUL

(1)

.Rlu.. ."JTlr.BtTAK , A 'I"keome tri Unitest 198$ ) TO'E1'TAK Yayınlan, Ankara.

Biliıwj el Toplantı Btldirtkıri

i . V ( 1981 -

1

de Yogoslav ma tem atikçi ve astron omlan ndan Milutin Milankovitz tse . sistemindek i lekelerin dünya da iklim değişmelerine neden olduğu varsayımından h areket eder ; bu değişimleriri matematiks elolarak hesaplanması Buzul Çağlarının 600.000 yıl kad ar geriye tarihlend irilebil eceğini ortaya koyar (Hole H elzer 1969, s. 256; Zewıcr 1958). güneş

19D1'de bulunan, fakat arkeoloji alanında 1929'da ilk olarak uygulanan bir di ğer yönte m ise ...d endr o k r o nol oj i»dir (Michael-Ralph 1971. s. 49-56). Uzun ömürlü a ğaçların yatay kesitlerindeki halkalann oluşeraları ve bunların sayılınalan ile, ağacın kesildiği zamandaki yaşının m utlak olas-sık bulunabtleceğ t anlaşılır.

Buzu1 Devirlerinde yaşamış olan hayvanlarm türlerinin te sbiti, hem Iklfmsel, hem d e paleccoğrafya açısından , yaş tayinleri için lcul lanılma ğa başl ar (Hole- H eizer 1969, s . '250 - 252). Gene 1916'd a İsveç'I i b otanikçi Lennar von Post'un ilk olarak geliş t irdiği «polinoloj!» (çiçek tozlannın analizleri) yö n temi, gerek Buzul Ça ğlerının gerekse Postplelstosendeki bitki örtüsü , iklim de ğişmeleri ve tarihlendinne için kullanılır (HeleHelzer 1969. s. 247 · 252). 2. Dünya Savaşına kadar arkeolojik buluntulann değerlen d irilmesi için, gerek çeşitli lkimyasal ve fiziksel yöntemlerle yapılan malzeme anaIW er i, gerekse mutla:k t arihlendirmeler için daha b irçok yö ntemlerin ge . l lştirt ld tklerl görülür. Ancak arkeoloj iye dönük bu araştırmaların «A R· K E O iM E T R 1» a dı altın da yeni bir boyut kazanmas ı 'Ve bugünkü konumuna kavuşması 1950-60 yıllan arasına rastlar- (Michael -Ralph 1971). Libby (1955) ve arkadaşlarının, yaşam l an sona ermiş organik ma ddelerin içinde bulunan radyoaktif karbon 14'ün ölçülmesi ilc (C·ı4) arkeolojiye yeni bir mu tlak ta rihlen ditmo yöntemini arına ğan etmeleri b ir anlamda «gerçek ankeorn etrisrıln b aş lan gıcı olarak 'kabul cdtleh ilir. . Bilindiği

farklı olarak bugün artık arkeoloj ik 'ara ş­ tarihsel gelişimleri içinde, mümkün oldugunca eksiksiz bir şeki l de de ğerlendlrebilmeyi amaçlamalktadır. 'Bu yüzden eski b ir kültürün hakkıyla anlaşılabilmesi , tam mlaneb ilmest için, o küİtürü meydana getiren insanlann, o günkü doğal çevrelerini n. içinde yaşadıklan biyolojik ortamı oluşturan hayvan 've bitki topluluklannın (yani ekoJojiIerinin) , insan, hayvan , bitki ilişkilerinin, elleri ndeki kaynaklardan yararlanma bi çim ve dere celerine b ağlı ol arak ckonomilerinin , t ek nolojilerlnin , sosyal, p olitik , sanats al düzeyler inin aydınlatılması gerekmektedl r. Gene aynı bağlam içinde, o kültürleri ol uşturan insan toplulUklannın Içinde yaş adıklan devrin m u tlak t arihlendlrdlmclerlnln yapılmasına , gerek çağd aşları olan . diğer kültürleri , ya da uyg a rlı kl an meydana get iren topluluklarla, gerekse d oğal ve biyolojik çevrel eri ile olan

gibi, eskisinden

tırmalar geçmiş uygarl ıkları.

2

iliqki ve kargfiklx etkilegimlerbin tiirniiyle aqikllga kavu~turulmaslnaCah g b d k ~ t a h Bu . maclara !ka$u~tolarak afieornetrhh bugfin van&& aqamada ~arkeolo ji alanmda kdanzlan yontemler hsaca qoyle ozetlenebib :

A. Arkeolojik toprak a l t ~ve Wstii kaIm~laru2,oren yerlerinin sap tanmasinda : 1. Optik yontemler (Prospection - onceden gijrme - yijntemleri) Hava fotograf~arkeolojisi Fotogrametri 2. Jeofiiiksel/fiziksel yontemler Rezistivit-e Elektrik sondasx v.l~.yijntemlerden yararlamhaktadir. B. Adceolojide qqitli kalint11ann ya9 tayinleri ile mutllaik twihlendirmelerde (bk. Goksu 1984) : 1. Radyoaktif yontemler a. Radyoalrtif par~alanmadankaynaklananIar : C - 14 (radyokarbon) 1K - A r (potasyum Argon) U - 238 (Uranium 238) U - 235 (Uranium 235) Th - 232 (Thorium 232) Fizyon i z l e ~saylmi v.b. gibi b, radyasyon &kisaiy1e enerji birikiminden k a p d d a r : TL (Termoluminesans) ESR (Elekijron Spin Rezonans) 2. Radyuaktif crhayan yijntecmler Jeofiziksel/manyetik alan degigimlerine dayananlar : pdeo/arkeomanyetima Rasemizasyon (kemiklercde amino-asid ~de&~irmi) . Uranium/Florin ( U ve F rniktann~niil~iimiinedayanmlar) Obsidiyen Hidrasyonu (hidrasyon tabakaslnln oL.$i.mii) Cam ylizeyi .talb~aIk.alan. (cam yiizeyinin ~de&himden olu5an tabaikalarm ol~iimii) Varv analizi (balqk tabakalan saylml/ritmik doga olaylanndan kaynaklananlar )

-

fi;

Dendrokromloji (aga~hdIcalarr sayrm/fi.tmik do& olaylama bagC - 14 iqin denetleyici ve diiijzeltjci tarihlendirme yijntemi)

Hayvan h n i B analizlerj. (hayvan kronoIojisi) gibi yijntemler ~o@nluklauygulamnaktadu.

C. Arkeolojik kabntdada ham maddeIerin sap tmmasl/Kaynak d l e r i (kq. mksu 1984). Hamanaddel.erht d i t i de .toholojj2r. diizey, ticaret, lkiiItiirel ili$derin hyhiatdmas1nda yararlamld~agibi, dolaylr olwak da dozal Fevre ve iklim h h d a da bazan bilgiler edinilebiLir. Bu amwIar igin geneIIikle tw, mermer, obsidiyen, kil, ~anakI;ijmIek, toprak, metal, dV.S. GrneWerin analizleri yap~lrr.B u m w@nlukla 1sbk kianyasaI ygntemler yerlerird daha cpk a~a$jzdakiyijntadere blrakmqlardir :

Neutron aktivasyonu Atomik so@rma spektrometresi 2. Diger fiziksel yiintemler Optik mikmskobi Optik Emisyon spcktrometresi i(spektra1 analiz) X - 19mr - floresansl Elektxon prob milrroanaIiz5 X-19mz sapaunl Kinl3tsi v.b. g3bi. Kaynak maBzi&nds bu ve benzeri yiintemler, go& kez birarada da kuZImlzr. TL analizlerinde optik mikroskobiden yararlandd@ gibi.

D. DoEd m e ve biyalojik ortarmn, ekolojinin aydmlatslmas~,besin ekonomisi, eski t o p d kulIaxl~md a n l a m n belirlenmesinde, niifus saptamaIamda : h l e oJarZreo-antropoloji PaleoJ&ea&&ani PoLinroIoji PaleoJarkeo-zooloji 3;eomorEolajik ve Jecrkronalojik sqitli yonternIcr

F. Arkeulojik k d ~ n t l l mtipolojik (tipsel) s]~lfflandlrlma1~da, tehalojik diizeyin beklenmesinde :

Zstatist3k yiintader giderek mtm bir q d d d e kdadmaga bqlanrmqtxt. Ancak (;e$tli gmplara giren yiintemlerin, a p d d m dqmda, de&& at-naqla3:i ~ i d n e kdladdiklan u n t r t h s a m a b . Oxnek o l a d pollen analizi (paholoji) poUmkronoIojisi isin oldurn kadar, dozal Cevre, bitki liirtiisii, ikbm ko~ullaniGn de ijnemIi bir giisterge sayllmaktadrr. G8r;iIdiifi gihi, kiiltiir tarihinin her ySniiyle ara~tlrrlmasxnda prdmu olmak iizere uyguIanan bu yeni arkeornetdc ylintemlerin arkeol* jiye kazand~sdlg~ biiyiik katkdam ymmda, yeni bazl somIar da ortaya g~haktadzr.Buna bir anlamda yeni ban yiikiimliiIiikler de derlilebgir. 1950'yi ba~langrqolarak kabul edersek, bugiin daha 35 f l l k bir geqmi~i olan bu, fen ve doga biIimlesinin pgitli yeni yiinternler topluluklmdan olugim b i l h d m m , yani zn+kemetrinin, tuk tek, her p6nitcsninin 'kendine 5zgii bir dili ve dGerlendirilme b f w v d w . Bu arkeometrik. y k temlerle xa@~srnayapanlar, bugin, m a n zamm u a r k ,eo m B t x i 5 t m o h & a d l ~ n h & a & r . Afkeornetrist3erin am$~rmalauuu wlmh birliMe asd yorzrmIayacak ve ,somu&tra uIaqtrracak olm h s e i'se nar ke o 1oga dm.

Bu tarzda e&im yapan kurumlara, bugiin ~ e ~ i iilkeI.erin tli Wversitelecinde rastlmakzadzr. UZkemizde de biiyle bir eij;itim programma pr v e r b & ant-& zosunlu ~gr'biIgiiz'ijhn~ktedir.Bu Ida h&aPd;e hrkeoloji ve %tmt Tar¶& BSlMerl. oIan iiniversitelerhnhde,Yuksek L i s a diizeyinde ej$it ~ r nyapabilecek, fen \re do~abiliimcilerlebirlikte a~keologlamda yeralacaB ~ U W E O M E TEnstitulerEmnin I~ kurulmasi ile geqekle~ebilectktir.

1969

HolrnzW' Q u d m itradar B&r Yay. 'No, 142'1 b d b u l ,

w X#w Xu&mcflt& M. Odv. Ed. Fak.

am.

~ O E A B X L .H. X.;

~

-

- RAm"m,EL :. D&g ZTeckvdq?ces for: the AmhteokrgW ~ d g- Lmd* e ~'Ell0 mn' . FIT!&,.

1wi

1982

met*

ersekzt ku11-FBawtxegdm Fmsehmg Nitteilwgen der D e u b c h 1Forsch~~erne3nsEhdt (DFG) 2/82, s. a4 16.

-

Z0UNE)R, 37. E. - l h t h g the Pmt, !An I ~ a t m d ~ ~ : C ito o nG s o o h r ~ l o g y . 4. baakt.

1 W

bnffon, &Tethuen.

~04% ve FEN B ~ L ~ M L E R ~ N D YEN^ E Y~~NTIEMLER :

KAN ve DOKW ANAL~ZLER~ ve fen bilimleri yijntmlerinin a&wIojjik 'bdgelere y@amma gklenen bilgilerin agga @ku-it~lmas~, de&-Iendidm&

sl, h belgderde

ve g-5 r;agXam gijzihijzde c a n l a a d d m a s ~aysmdan, arkwIaglasjn kendi y6rrtwnleriyI.e u l a $ m y a c a h h , y a b zmana kadw hayal dahi edernqedderi Lad=, @q ve yeni dzrklar a p b l b .

Giderek bir butiin h a k e gelen diinyarmzda, tek tek b U h adamlarxnm, ya da t0k t& ;bdb daUamm ~agdavHim & w i n e ayak u y d m a ya-, b i b adadan, bilirn ddIm ve iiIkeIer arasl, Bilimler a m 1 iq ve awtrrma hirLi@ne gibnelrten baqka p x o h & D giwde ddha a ~ i ksesk qekiIdc a a y a pkm*&Son yrlarda baqlat~lanbu tiir bazr ztxq~rrnalanburada hsaca giizden gqirece&.

4 yI kadm Snce, British CoImbia'nm Victoria B. C. kentindeki BTitish Wlumbia Provincal Museum mdmb Thomas R, b y arklojik kazdarda orfaya &an t q ve kemik aletler iizerinde kaxl ve doku gibi protein kd1ntr2ma rastlamgtl. G q e n zamaa, imde b d a n n varIr&nm saptaatnasl, yerlerinden h a s r ve analizi i& yeni ylintemler geli~tirdi. Bu dqrnalarda gimdiden son derece 8nemfi, gayrt~clve heyecan verici sonu&r elde dlebilmi~,h $ t u m ~ ~geE@&e ar de bin o kadar ilginq, oumli, ycni smughra vanlabiIe@ 0!asdgl o m y a qhnqtu. hy'm arz+tmmlmna @re, m'keobjik -. ye ken& alet1.de, W. lanmlan s m a d a odara yapqmq bulvnan bitki, h a m ve insan, d o h ve km ka1mItrhmn iger&s, biyoIojik agdart faal protein ve enzimlar binlerce yrI boymca azelliklerini koruyabilmektedir.

.Diinyanm (Kwey Amerika, &pa, Tsmil, f ran gl%i)pqit1i flmle rindeki, cegitJli tipteki, ge$tli tqrakaIb ortamlama s&p 6renym3erinden gelme yiizlerce alet ijzerinde yapxlarl anablerde, giiniimiir-den ijnce 1*1 Prof-

Dr. Rdet GAMBEL

BLrirrcf i%d. 212, havutk6y/?STANBWI,

7

bidera yll boyunca konmabifm kan vc daha ba~kaorgmjk madde hh t ~ l a s rsaptan~bilmiqtir.B u n I w b bugine kadar en eski kan kahnttsl I[ranlda C m o civannd& Barda Bdka'dan gelen k d k t k . KdmhIa~ amxnda kan ve mlyuvarlar iseren kan damarlan, ghgili ve diiz kas k a h h lm, hayvan ve insan swve I d parpmkIarr, kuqtiiyii ucu kahntdat?, ke eici ve 1 k a z ~ 5d1d e s d e kolojen parqaciklan ~@billeriml&bilir. $ismdiye kadar incdenen omelder G. 8, 500- 110.500 yd ams~ndakibbir zaman diIimi i~indeyer aIlr ve Smej$b 350 iirnektea (sadece 9 t-si bari~)hepsindc aletin kuIlamm ile i l d i bu tiir kd~ntdar'bulunmu$m. fqin en ijlginq yam, geligtirilen f i n d m ve yapdan malkler s a p sinde, %u .tiir knn ve &ger protein kalmtxlannm iinsana mx, hapma m ait oldu&, ha'~vmaaitse 'hmsi tiire &t oldu@munsarptan&ilm~i.dir. Kukmm szramda k a m alet yiizeyine baEIanmas1 p i h t i l ~ aile birwto b ~ l a rP&stllapna . ymi k m a sirasmda alywm1m r b o m ' k la birlikte bir biiltimii ya$mznr siirdW, Her bir alyvvar yaklaglk olarak 280 milyon hemoglobin molekiilii il;& ve su kaybi yiiziinden alyuvarlann 5ekE bzuldu& halde, geriye, baqka kan proteinleriyle kanqlk, nisps ten biiyiik m i h d a hemoglobin kdrr. Bu protein, qakmaktag~ya da do&cam I gibi bijr al& fizeyinddki belIi barn ehi b @ h a yiklekle t m ~ lddiler olarak qekiIir. Toprakh,d l f i , kilTi bir ortam bazx bakteri ve mantar1mn protein k a l m ~ I a niIe a h yiizeyi arasmdaki baa h d m m engelled@ idn, bu baglanma s h c i daha da giidenir. AIet iIk Gnce diQiik giiqlii bir mik-roskopIa incelenlr. 1K;an ve protein y a y g s m , deneyimli bir gazden kapayacak &el bir-gSrlinhii vardir. Xranrn .ge-kten var olup o l m a d ~ bsaptamah we wama yerinden o~matmakigh, bu kan kalmtrn, bu ige yaraylglr bir srmda eritilir ve pIastik pipet& ucu ile kazrnarak ve Mkalanarak altt piizqhden agrrlrnas~ saglams. Elde &1en ijrnek bm&n soma idrar analizleriude lcullanrlan hemoglobine ve serum albumine duyarl~olan bir test @dine uygulanlr, b g I d b i n , dwar rvc serum a h m i n i n varlr& kanxtlmr. Tiir sapt a m n a s ~i ~ i nThmas H. b y de&l!k ban y611temleri kullanmi$Qr: I

k m molekiilleri prol d u icia, ~ kan hmoglobini kristallerhin belirleyici $eMIerinebaREllarak diir saptanabilir. U m 01x1, liyi i~leyen yijntem +sin yiiksek giiqIii mi kroskopa, ban Icimyasd eriyiklere, uyguImada ustahga, bilinen tiirlerin hemoglobin qekillerine ait bir rehbere (hlavuza) ve m a na ihtiyag vardrr, Elde edaen sonug t t ! ~saptamasr. dlizeyhdedir. Herbir tiir, qi olmayan, s ~ r kendine f Szga bir

tej, diizenine sahip o

Cagdw bir protein aylrma yBntemim dayanan bu yijntem, proteinleri, elektriksel oIarak yiiksiiz ve bir elektr5k damla hareketdz M e geldikleri p H noktasma gore aymr. MolekiilIerin wizoelektrik noktasi (PI) II diye m l a n bu hmketsizlik noktas~he~birtiire gore &&ti& i~in,bu noktadan hareketle tiir a y l m i yapmak miimkiiadiir. BijylelikIe her bir iqin fbir wit protein a p m a k i z i m eIde d i h i q olatr. Bu y6ntam li@n son derece kiiwk (COO manogr~amprotein) Bmek yeterlidir, Aynca, Jcnis tal testinin gerek.tirdi& tipte, direkt kar$rIaqhrmada kullmlan (bihen tiirlerin hemoglobin ~ekillerineait) rehbere g e r e k s b e olmaknnn, brr yBntade, $tir diizeyi dtesinde de taksonomi;k hiiviyet saptmasl yap1Iabilir.

Bu yiintm, antikorlam k m m s i , ve o d a m bir konxnma mekanizmasx olarak, yabancx proteinlerle b a ~ l a n m esasrna dayamr. Loy, ge qitli hayvan tiirlerinde belli ban insan pmteini molekiiI1crine k a q ~antikrorlam i h t i I $ b i l , d i ~bfr t&dk geliytbmC+tir. Bir g8rsellqti13ne @nts rniyle, t h e g n , insan kam [email protected] ku~kuImiTanbir IZirnek, insana kmgl geli~tiri1dqolan bu mtikorlarla k a q k ~ q - getirilir. Eger bu aFamada molekdler arasmda bir baglanma mqdana gelirse, s6z konusu G i i ~ n@ia hiivjyeti kaxlltlamlg olur. Bu test iqin de tpk kii~iik(picogram 61; qitsunde) 6mek ~eterlidir.Ydunda bu yijntemi geIiqtirerek kan p p l a n saptamasma tgqebileceglni Th. Loy lunmak$adlr. Gerek izoeIektrik, gerekse bab~lkhktesti ySntemlerbIe, kristal testindeci elveriqsizlikler oIm&slzm, bol miktarda Erne@ andizi krsa zamanda yaprIabilmektedir. Aynr z m a n -siireciiqinde 20'g.e kadar limege bdc~labilmektedir.Ancak bu iki y6ntm p k iIeri dihyde Iaboratuvar olanaklan gerektirdikler;inden daha az kiilfetli ve daha ,basittest yijntemteri aragtinImaktadlr. Tiir saptama anaIizleri daha pek ~ o somIara k lpk sapcak nitemtedjr :

- Aletlerjn iglevi ile ilgili ban s

:

.: '.

o m h 58ziimiine yarayabilir,

zaman ancak sok kuru, donmy ya da su em- Hapadam ve mi? ortamhda korunabilen bitki kahntrlam rastlanmd~g d m m k d a , yiirenin !Mtki ve h a p a n alemiyle orada yagayanlmm besin Jrayndk-

l a n hafimda bilgi saglayabilir-

- Sit a m m k a r + i ~ t r m I a ~bu l a tikIerin zamm ve m e k h i&deki durumu ayddatIla,bilir.

-

Bu&hy prrateinzerinin IEF yiintemi andiziyle bugday tlirleti saptanabil&&nden, bn taknikten y a r a r h m k * bugday, m s x r gibi tdullann tan- allnma siireci zaman ve m e k h itjnde incelenebilir. Bu arada, ijzellilrle qalrmaktagi ve absidyen &let yapxrmxldan geriye 'dim ~ M a l a r d ayontma , slrastnda yara dam dlerden slcrayan insan kanz~lla;bollu@, ~h ~skeurtdan8 n d bir 6mdk rtoplulu@ 'haline getirmc&e&. T h H.Loy, yukanda s M edilen, tiir saptamasma yiinelik amblerden ddha ba~kalam~n Idainceleaneye ya da pIadanmaya. d m ?d d u b . nu bildiriyor. Bmlar henth geli~~irilmeqmw~ndaidrr,fakat ae dmli geniq uEuJrIar ac$bll&eri qhdiden anlagrlryor : Biokimyasal etkidiklerini kolwnuq - o h biomolekiil kdmtdarma en yeni biokimyasal yiintemler uyguIanarak : - Hiicre kalmtdmmn ve hen* bioetkin hdde olabilecek immiinog2obinlerin varhh imiinolojik yijntemlcrle hayvan tiirlerinin -ve dolayrszpla tiirii $iikemdg oladarm- tdksy3acrmilc ili~kilerinigenet& dlixyde incelmee rolanark saaayabilir. Btt yolla yerli 1661gesel rgsvplar incelenebilir, genetik &rn g~ligimineqik sapIabilir. Kullanrlmakta oIan immiiaokimyasal ve dektroforetik rehiklerle pdsoepidemiolojik incelemeler yapdabilir, belirli saynllklann zaman icjndeki yeri saptaaabilir. Oysa bugbe kadar, tarih Zjncesi insanla rmn p&szt-an konusmda bilgi, a n d , beIirli baw saydiklardan meydam gelen. kemik zedelenxnellerinden pkanlmaj$ ~ l ~ ~ z l l y o r d u . KiitIe spektrometresi ve y a i yeni geligtidmekte olan luzlandrrrltlllq kiitIe spektrornetresi yontemleri ile yerde~lcr(izotoplar) iizerinde yaprlacak araqtumalarla, d a b da I I d agamalara d a b i l i r : - Kiitle spektmnetresi delta 180 Se nemeliIerin lkan kahhlarr inc6Ienmt boIgesel dii7"ydde paleokhtolojilk sonuqIara vanlabilccektir. Kiitfe spektmmetresi delta IlaC ve '5Nile hayvan ve insan beside rinh spesifik and* yap~labilecektir. Hnh.kiitle spektmmetresi ile, en minik Zjrnelder &q ~ x m b ,gok ~ ~ q i i iirneklerin, lc ~temizZendiktemmra, radydkarbon y e = iilwenrnesi yaprlabilecektir. Bu, aletlerle kafbm i ~ e m ocak vb. gibi Mmtllas arasxnda stratigrafik bazlantl h m a & gerek kalmadan, alet y a q m dogmdan do-ya saptanmaslm sagayabilecek ve arkeolaglara biiyiik kolayhk sa~layacaktrr.

-

-

mdyokarbon tadzet o l d , bu yiSntder, aletI& i9levlerini s;hldni sap-, arrkmbotmik ye arh10j.ilc am~tlmnalaryapfnak, inmn kan g m p h mumydara ~ lihm k h d m i n c e l d , ' b i n ve b e kayddan, paleokIirnatoloji, genetik evrim ve t a k ~ r n o m sapnlIklar i~ ve salgmlar konusunda bdgi d i e k gibi p& wk alanda y d ufukZar a g rnaktadlr. tllkemizde kan ve organik madde IrakntrIann~aa d k i i& ilk d e h myijnii ijrnekIeri s q i w t i r . Gelecek yllki toplan-da bwilara sit bilgi verebilecej$imizi umut ediyoruz.

- =Prehistoric B l w d Residues : Detectinn on Tool Surfaces md I983 IdentiRcatiwa of Spec5es of Orlg.la*, Science 220, s. 1289 - 12Tl Thoma H b y - . P ~ h f s b & Blood Residue M y s i a AP Update, TRcbria, B. C, Thomas N. Log

,a:

mas

British Colombia Pmvincal M-da

verllen W komfemns meinindm

Thomas W. Zog ve

D. Earle Nelson

- ~ P o t ~ ~ Application ~tid of the

Orgmic

Residue8 on Ancient

Radyokarbon yiinterninin temelIeri L2bby $arafmdan yaW& ohxzd o h yd ijnce atdm~qtlr(Libby 1946). Yiintemin bdunmaslndan bu yana gok aaylda laboratuvar binlerce 6meB tarihlemi~,teori ve uygulamalardaki degigikliJdere karq11k t a d yiintern unzn yiIlzlr a p t kdmlgtw, Radyokarbon, veya &eki a&yla karbon-14, I4C, 5730 y111kyarr ijmriiyIe dogadzi var o h uzun ijmiirlii en yawn radyaizotoptur. Radyokarbon atmosferin 'iist t ~ b & k a l m d mot, a I4N, atmnlarinm k m i k 13mZam yarattl& nijtronlarla ebkilqmesi svnucu lolupndctadir, Bu etkileq-

~e&de yazabiIiriz. Buradan n nljtrozzu, p protonu b e h e k t e d i r . Gijriildiiw gibi atrnosfere girmeye &an kozmik ~ d a yaratddan r notron-

Jar aracihB ile radyokarbonun yerkiirede var olrnasma aeden ohaktadlr. Bi4yIece oluqarz radyokarbon klsa skede oksijen ile biilegip karIrarbondiaksit, CCh, g m a dijnGw ye tiim atmosfere da&Ir. Buradan da bi& ve hayrraalardan olwjan canhhr evrenEne, okymuslm gqerek ijteki &boa

imtoplan 'ICve I T ile birlikte tiim organik rnaddelerjrr mp13mda varolmaya b d a r ($&I, 1). Ber yrI yakla~lk75 hg mdyikadbon olwt@u hesaphmmktahr. Radyokarbon 5730 yd yan GnaiirIii bir radyoizotoptur d a t i k . Yani qu anda eIirnizde 1 kg radyokarbon olsa 5730 yd soma eL mizde 0.5 kg radyokarbon kalr. Ciinkii radyokarbon atom1.m wlrirdiklerinden beta p a r d a n , P, fislatarak b c s m a k t a ve te.krar awt, ' f , a t o m h a d~nii~mektedir, Bu radyoakif bo-p

ATMOSFERDE AZOT I L E ETKt LESWE

bir radyokarbon aktivitesine sahip ulm. Ba saktivite canlr ~evresiile karboa ah~verigindebnlwdu@ siirece, yani yagad~grsiirece sabittir ve 1 gram karbon i ~ i n yyaklqrk 14 bozunsna/dakih kadirdxr. Bu iizgd aktifligi sabit olmasl her yll yerkiirede 7.5 kg radpkarbon olugmken 7.5 kg radyolkar'Ironm & bozunup azota deni@tii@inii,yml bir denlgmin Mmu+ oIdu&nu belirtir, Bu denge dtrsumu biitiin can11lar iqin gqerIidir ve allnan radyokarbon kadm bozundu&mdan iizgiil aktiflik sabittk Ne zaman ki mli 61Sr ve m s i ile kaflbon alpver$i kmiIhe, saglgmda sahip oldu& ijzgiil aktiflik 5730 ydda ydanacak qekilde azalmaya baglar. Yani bir cad15730 yrl once Slmiiqse Mlntlsmn fizgiil aktiflig 7 bozunma/dakika, 11460 yd (2x5730$1 ijnce ijlmii~sekalmnsmm 6zgCl aktiflis 3.5 bozunma/dakika olacdktxr. Gijriildii& gibi tarihleme d m & ash d a kahnhdaki halen var oIan sadyokarbon ijzgiil aktiElimin bulmmas1 demektir. Yalnlz bunun igin baa varsaymlar yapmarmz gerekir. Bunlardan birixlcisine giire yapaym c d z l a m g e ~ m i ~ t egiiniimiize n 6zgiil aktifhkleri daima yakla& 14 bonmma/dakikadrr. I k h c i varsayzmvalza giire ise tiim canlrlar yagadiklan siirece a y i bzgiil aktiflige- sahiptir. U~iiaciivarsayrmzmzz can11 oldiikten sonra sevresi ile karbon dqveri$nin olma&adlr. Bu temcI varsayrnTarIa bqlanrlan radyokarbon yijntemi &ha s o d m varsaymlmn d o h olmadr&mn anladmas1 iiaerine da &ikliklere u@arm~,faht elde edilen ' tarihIerin giinik$&n yakla$& 1OOOO yrl Zjncesine kadar duzdtilebilrnesi sa~lanmi~tir. Ciinkii geqmiqte iSzgul aktifligin 6nemli artmdar ve azalrnaIar gijsterdigi, baxi organik maddelerin izatop aynSrnasi deniIen olay sonucu I4C bakrmndan I2C ve "C a t o n d a m @re zenginlegtigi veya fakirlegtigi, toprak altlnda bazr &nek tiirlexinin qevreleriyle karbon alwtri$ni siirdiirdiikleri bulunmup tur. Fakat yukanda da be1irttiBmi.z gibi biiitiin bu sapmalarl bilmek ve hesaplanart tarihtc dikeItme yapmak ve GrneDn 6Idiis tarihi saptamak miimkiindiir ve yaphak-hdrr. TarihIeme i ~ i n Szga aktifZk til@imleri I d l d ~ b i l e c e &gibi, i bir 6rnekte ihaten var .oIm I t / % 0-1 da kdlanrm~krn-d*. bu oran yasayan canldarda yaklwlk 1/1012degerjndedir. Yani bir Smekte her 10" =C atomurn kaqlbk yaln~z1 m e 14C atomu v a r h Benzer l4C/ 13C oram ise yaklqxk 1JIPodm. GiSriildiij$$gibi dogada radyakarbon ate& karbon hotoplanna g6re cok wk azdlr. Buna karshk uyguIamada eerek radyoaktif saylrn ytintmleri gerekse son ydlarda geligtirilm hzhnhrrah kiitle spektrometreleri (Gove ve ark. 1980, W d l 1980, Hedges 1981, Gillespie ve ark. 1984, W%lfli 1984, Uzbakan 19855 bir ijrnekteki 6zgd &ifigi veya I4C/l2C oran~mbulsnak miimkiindriir. UG fmkh t h e k iqin Gzgd aktiflik ve 14CIUCoranlamnm lirneklerin ijldilderi zamandan @nihiize nas11.de&tiMerinE .Mac8 giirelim (Sew.2).

~~~

~

G Ahtivlh I ~botunrnrr/Uaklk~/t gram kmban)

wa--~s

A h e 3 yaklaqlk 70000 yd (yakIa91k 12x5730 jd)ijnce, B iim4-i yakbrk 30000 p l (yakZaqlk 5x5730 yt1) Snce, C Erne& yaklaglk 12000 y d (yakl*dc 2x5730 y1) 5nce 6Irniiq ofsunlar. Har i i 8rn& ~ -de 6Idukleri mda @de .teodk olarak adm&nZan yatay do&unun belirttigi 6zgiil &iflik veya W/UC o r m n a sahip ~Iacaklardlr.Zaman gec$kqe bu degerler d a c a k ve giiniimiizde, yani MS 1985 yllxnda, bu ijrneklerle yapdan 61t$rn degerleri kstbaca w a d e gijsterilm saydm dii.secehir. iqte radyo aktivite saym sistemlerinde 6mekte hden var o h 6zgiil &tEligin 61gfimii, hzImdmcik kiitle sperktmmetrelerindeise "C/*% o m n 6 1 w i i yap~Iarahijrnek tarihlendirilmektedir. Daha iince belirtildig vc Sekil. 2 de de giisterildf gibi teorik olarak, yayyan cmblmda sabit kabd edi3en degerler a s h d a gerqek olarak adlandd~ane&i ile giisteriIdi& gibi de&yneIer gostermi+tir. Bunun i ~ i nhesaplanaa tarihlerde diizeltmeler yapmak gereklidir ve bu dtixeltrne gkiniixaiizden yakla?& 10000 pl onsine kadarki taribler i ~ i n yapdabilmektedir.

Tarihlmesi istenen bir ijrnekte halen var olan 6zgiil radyokdou aktivitesinin ijl@hesi i& mdyoaktivite saylmx yliinteminin kuIIaruIdz~ m d a nsoz etmiqtik. Bu yijntemler rxygulamada fmklfikIar g6stemekle birlikte, hepsinde k m yerinden bulunup getirilea 6rncIcler Gnce fjziksel ve kimyasd i$emTerle, iirnek ile birlikte var olabiecek baqka o r g a d maddeleden t.mnizlenir. M a soma ijme'k oksijen ile gak~lardkka-bondioksit, COz, g m elde ediIir. fqte bu i~lembasana~rndansoma uygulamalar degqmeye baglar, Bazl sisfemlerde elde edilen COz dalm sonra asetilen, G &, gazma donii~tiiriiliirve s a w gap olarak sayaqIara doldurulur, ibazl sisitemlerde eIde dilen COz Ibcnzene, 'Gl&' ddniigtiiriiliip s ~ v lsintilasyon yijntemi ile aktivite say~mry a p h . Ban sistemlerde ise elde ediZen COPgau iyice safla~hn1d1kta.nsoma orant~hgaz sayacrna doldurulup s a ,gan oI& M r n I ~ rODW . Fjziik B51ihE Radyokarbon Araqtxrma L;Uboratuvarr'nda kullsmilan bu sonuncu yijntemdir. (ozbakan 1973, 1982, Engin ve Giilex 1984) Kan yerlerinden d i i n e uygun toplanan i5rn~klerlaboratuvarda 6n i~lmdengqifl~ldikten oksijen ile q u m z tiip iginde kontrollu oIa& yakrbr ve COx eIlde dilir. Saflaijhrzlan 602 daha sonm yaMapk i i haf. ~ tddx hdklmeye dlmp COz ile bis%e var ol&il.6c& ve ynrx ijrlnrii yakla$I% 4 giin vlan r a d y d t i f rafdunun ~ I olm~tsl c ~saglarnr.Daha son= 6r= n ~ ielrrar k sdflqhx?l~p orantzll gaz sayacma lbelirli bir ibm~nr;tadoldurulur ve sayacrn plate eKsi $ziIip saqrlm ~ ~ Z l t r thetsapJa~l&tan jl sonra say m iqlemine milir. Saym belirli ardlklafla tdcmdam~aky a q k 48 saat siindiifiltir. AFI 'iglemler giln'iimiiz 6zgiiI ahtifI@nin, yani 6rncMerin yagadiklan e1s&ip oldddan aMi@n# bulunmasl a a c ~ y l ah E Tmlan NBjS Oksrtlfi &it iimegi rve s a p sisteaninin t z b m 3 ~ m rf@n h U d m antmit & m e 3 iqin de uygdanlr. Lalboratuvarda eIde edilw 61we IdeZmIeri ve sqitIi tarihleme sonu~lanTUB]tTAK Arkeurmetri Unitesi Bilimsel TopXant~Bildirileri kitaplannda g6Viildbilir (6abakm 198I, 194,1985)d lsom

Radyokarbon tarihlerhin yarnada q= ile veriIen bir belirsizlik dduh giidilrnsktedir. Bu belirsizlik ijrnc@~saym verilerinin istatistignden kaynaManan ve ~ & d u k l a7 10 deniIen m d ~ rYani . 6l*en de&dere g6re .ijmegn gerwk y m n 9.Q 67 olaslhlda belirtiIen smrIar araslnda olaca& d a r m n w gelir. Bu bebizlih kagndmazdrr ve ancak s a w s i s temi geligtiderek ve saym iglerni siiresi uaahlarak kii@tiiIebilir. Bu b~ lirsidik gift y6dii yani i.tatisti.ktidir. Oysa h e & rtarihlenmesiede var

olabilecek tek yljnlii yani &stemat& olaa belirsidikleri kolayca bihek olanaks~zdir.K a n yerinde . t e h kullanmadan iitiirii ddha eski yaq \eree bilecek omekler olabilir. V q a ijrne* karqabilecek bit& kiikii gibi organik maddeler Brnegin yagmn oIdu@ndan daha yeni ohasma neden oIabilir. Bunlar ve benzerleri gibi tek yisnii. behsizlikler domrabilecek etkfleri ancak p k saylda ve aynr zamana tarihlenebilecek iimcklerle gijm biliriz. Yoksa tek bir omek fie elde edilen tek bir tarihi p&kez tek yijdii belirsizrikten y o k m gibi diigiinrntk zordur. Bunun icin laboratuvara gden omelder yeterliyse ve rniimkibe aym erne& par~alasabiSliip ayn ayn tarihlemek yararh ohlaktadrs. Bmeklerim toplanmasr, konmmas~ve Eaboratuvara gerekti& sekilde ulaghnlmas~idn gerekli kurallar (Michael ve Ralph 1971, Geyh 1971, Tite 1972, Michels 1973, Aitken 1974, Onbakan 1983) s8zettisimiz tek y6dii belirsizliklere nedea olmamak isin konuImu~tur.Y a h z b d a bir noktaya dikkat etmek gerekir. Her ne kadar bu kmllam o l d u ~ c uya mak tarlhlemenin saglkh yapdnbilmesi ii$n gaeIcli ise de, gerekd@nden aSua titiz davranp yasarImlabilemk birqok Crnegi gadar dveri~sizd e yip toplamamak hatdl bir davranx$lr. Cok kereler iimeklerin ellc toplan ~ ptoplammayaca& sorulmaktadrr. Temiz bir el, temiz derken ijrnege ba~kacrrganik madde bulagtmnayacak el stiylenmektcdir, 6mek top1amaya hi~birm engel degildir. Kal& 'kiIInarslIlar uyulabilsinldiye konulmakta, omek toplayandan yaln~zcab i h ~ lhareket i ctmesini istemektedir. Yoksa igi qmya g o t m e n i n tarihlemye san~.ld&nmaksine so& kez pek de y m y~hhls.

- Phmles and Mhmolag~r, Baskx, C l m d o a ms,Qxford. ERGIN, M,,GG'LER. R.,- Radyokarbon Tariblemesi, T&3hAK Ask8ometrl m t T A K Yagmlar No. Is& Bilhsel Taplmh Rildirlleri I, AITKEN, M. S.,

2,

IW4

War4

591,

5.

If 5 - 131.

-

GTUmPIE, R. w Ark., Radiocarbon M e a s u r e m ~ ~ byt AcceI~ratorMass Speck.. 1984 b m e k y : An Early Selection of Dates, hchaeometry 26, 1, S. 15 20.

-

-

GOVE, H. E, ve Ark, Radiocarbon Dating with Tmdem Electrostatic Accelerators. 1980 Radiocarbon, 22, 3, S. 78.5- 703. 1071

-

-

Die Anwendung der 14C Methodel ClamWer Tektonischo H a d l Clmsthal- ZalterPeld.

GEYH. M. A,

-

T I A U , E. T., Adva~cesin CarbDa Dating Us1980 Contemp. Phys., 21, 4, S. 345- 358.

HEDGES, R.

Hing Energy Mass Spectrometers,

E. M.,- Rm3fw:arbon D a W with an Acce1eraeOr :m

19a Archaeometrg, 23, 1, s. 3- ls.

w and Prevl.$w,

LIBBY, W. F., -Pb~s. Review, 69, gn. [I955 y?h bas~mch%by tarafindaa paslebn 18.46 ~REtiocarbonDatLngs, Unlv. Chicago Press, kitabmdarz b a h m )

MICJ3AEL ve RATgH, - mttag Techniquas Tor the Archo&uhgist, MIT 1971 Cam:kiam. MICEC3E, 3. W., 3973

Press,

--

- D a W Methods in Archrnlom, Semtaar REG,New York.

-

OZBAKAN, M. - Calibration and Prelimin- R d t s from the R W c a r b o n Dating 1673 System of M.E.T.U. Physics Depmtment, Mister Tezi, Auk1W1

TjXnkpe, Tspedk ve uztepe Ait C-14 Sonuqlm, Arkeometd Vnitesi Bilimsel Teplant~B I I d i r i ~ dU, h&a@ 2lhiv. Y e

smlm.

-

1082

Caxbw 14 Measumments of Dendrochnmologically Dated Wood S m p Ies Fmm The Anabliaa Plateau, Doktura TezL, Ankara

lsa8

Radyukanbm Tlazihlendidmesinde h e k Krlenmesf ve S a m Y6n. temIer5nden Kaynaklmtm BelksfzZikler, TUBfTAK Afkeometri O ~ t e s i BilbmeI Troplmh Bildirilerl JU, m i T A K Yaslnlm No. 586, S. 117 122. ( A p t hitap% Radyokarbon TarWemesiade KuIlanllan Chrnek T(lrlmi ve BualaraP Topl~nmasl,S. 123 128, b1-

-

-

19S4

O,D.T.ndC - M I&borrttu,vmmda Papllan T&hIendime Sonuqlan, TifArkmmetri Unitesf Bilimset Toglmh B 3 W r i IV,TOBfiAK Y*

BIT&

jmks

1985

Nb.

SQZ.

s. 167 - 176,

0D.T.u-Pi& B61hU. Radyokarbw Aragtuna Laboratuvm Tariblend i m e Sontx$an, m t T A K ArkeomeM oniesl Bilimsel Toplant1 BIldlrIleri V ,TOBf'XAK Y a y d a n No. 813,5.103 108. (Aym RItapta, Radyc. IrwMn TGnteminde Yeni U y g u k m 8 . l ~B3r Bduq ve Y*ek EnW) Kiitle Spktmmetrelerl, S. loa 114, bakmnl

-

-

-

TITE, M,S., Methods of Physi~rrZBadnation 'hArchaeology, Seminar PressI 1972 h d r a ve New %rk

-

W&SlJ, W., -1e 5. 1 - 4 .

Atom Counting with Acmlmtor~.Eumphysics, News, 15, 2,

ELEKTROM SPIN REZQMANS (ESR) TAR~HLEN])~ IWE YONTEM~ : ~ K E O L Q J ~ UYGULAMASI K ArkeoIojide Jmllanrlan taTi!hlendirmeyijrrtemlerini ~Tadpsikt8o h n iki Gijliime aymnak mtimkiindiir. Radyoaktif olan ySntemler yine kendi iqinde iki ayn bijliimde incelenir. Bunlardan birincisi radyoaktif maddelerin miktanntn zaman1a malmasrna dayanan, Karbon- 14 ye Potasyum/hrgan @i fintderdir, Ikincisi ise, sadyoaktiviteden dolap qskan enerjinin rnadde iGmde biriktirilmesj olapna day= ki elektron spin rezonans bu tiir tarihlendhne g r i i n t d s rine bir Grncktir. Unm zarnandrr y q ~tayinhdckullantlagelen ba gmptaId %emoIkEnesans(TL)SPlijntemiyIe aym prensibi payIapam~akaqm &R yiinteminin TL yijnteminc @re b a z ~iistiinIiikleri vwd~r. Bunlar ~ 6 ye1 s~rdsmabik: we uradyoaktif olmayan~diye kdbaca

1. Ol$m slrasinda ESR merkwderi bozuIma&& t&in ijlqii istenilen sayida aynr ijmakle teharlaa~biIir,

2. ESR m s e l elaylara ka-I daha az 'duyar11ddu@ iqin kullarulan maddenin tanecihlerinin belirli bir biiyiikliikte o h a qartr yoktur. 3. b e k ham1ama ve oda sicak.h&nda Slqii a

h i+lemleri sok

aa5a kola*. 4. T o k d vis. gibi organik rnadde1erin jnceIem&nde de bu Jriintern bagan ile kuIIm1maktadrr.

Radyoaktif elmmtler kararslz dup pqdanaraik kimyasal o l d f ark11 6zelZikte e1emmtIere d6niiqiirler. Bu o l u ~ u msirasmda, farkh adlards (alfa, 'beta, gama),enerji taS1ya.n par~ackveya I S I salarIar. ~ Bijy le radyoaktif element1er birgok k a y a ~ve minarellerin histal yaprsmda 5 e r miktarda bulunur ve sald~blanenerji tagyan parqacddar yapfdaE elektmnlarr bag11 bulmdddan yerlerden kopanrlar-

Nomalde, elektmdar bz@Lolduklan ~ k i r d e ke t d d a dolmken ken& &enIesi &afmda da IdidnerIer (spin hawk&} pve z ~ yiinde t spin hareketi yapan elektron giftleri geklhde bulunurlar. Bdardan bjrinin yerinden Jmpanhas~halinde gcride tck elektmn k a h . Buna q i f t l q mmi$ elektronm da cKy&iTiriz, B0yI.e bir elektronuu spin h k & i bu elektmna manyetik bir iizellik h n d m r ve bu elektron bir umknatlsC&U o l d dii@iiI&ilir. Brz ijzelli& s d f ~ pmaddelere aparammyetiks rnaddeler denir. Bir maa.yet& alana k o m d & takdirde madde i~inde3ri bu mknatlsmklar geliqi giizel yijderde dafjhnqhrdu ve hepsi aym en=jiye sahiptir1e.r. manyetik dana kondu&dahu rnhatnc~Warya manyet& a h yiSniinde ya da buna at y6nde yiinlenirler. Manye& d m H ise, H nm zlt yiiniinde yijnlmenlerin enerjife~ip H Ldar artacak, H nm ayn~yijniknd~y6nlenenlerin enerjileri ise ayru m i k w (fl) azalacaktm Bum& fi e l h u n onanyet& nmenti olup p = k gf!, 9 : spin h v a n tum saysr, P : Bohr magneton ve g : elektronun pk;rilek etrahnda do. lanmasmmn ve spin haretetinin m h a t l s GzeUi$jinekatkl derecesini glis texen faktSr. lB6yIece elektrodar manyetik aIanta aym @aide y6lnlmaler veya ztt yiSnde yijnJmenIer olarak iki grub aphrlar, (Seki1 1). lki grubun enerjileri fwkh degerdedir ve d a n n d a gPH h d a r enerji farh a r b . Enerjisi bu merji farkma @it elan bir elektmmanyetik dalga mxldeye gijlnderilirse diiqiik enerjiye sAip oIan elektronlar bu enerjiyi alrp yiiksek enerjili dektron gmbuna dijni.L$irIer. DiEer Mr deyi~le,H manyetik d m yijnhdc yiinlemig elek tron m&rmtrsTan elektmmanys tik enerjiyi dmcet H manyetik aIarwun z l e yijniinde yiinlenirler. Bu olaya aEl.ektron Spin Rezonansn (ESR) o1ap denir ve spcktrometrede bu olay qekd 1 de giiriilen bir s p e k t d a Jceridini g6sterir. Spektmnun biiyiikliigindcn mad& iindeki t$-tlegrnemi+- dektronlann, bqka bir deyiqle, yiinlerjni de&tiren elektmn &at~s~klannrn aayllsl hesaplan~r.

ESP Yiinteml ile Tarihlendinm Her maddenin ESR hassasiyeti farkIxdrr. Bum 0kalKbre etmek igin incelenen madde yapay d a d bilincn dozlarclaki qmlarla ~~mlanxr. Sckil 2'de giiriildiigii gibi verilen doza kaqxllk bu dozda ESR yapm dektronl a m says1 isaretIencliginde bu bir dom verir. Bu do&unun geriye uzat d n ~ ~ile s l Qulunan doz miktan ise aarkeolojik dozn, R, oIarak bibilinir* Bu miktw arlkdojik maddede son ~.s~lh'ld~@ndan bu yana olu~anel&. troa m h a I t r ~ ~ 1 a n nsays~drr. r Maddenia smelik dgbileceg doz m$ktar: madde i ~ i n ekonan uzel dozimetrelerle 61Mii.r ve maddenin yqi,

Arkeolojik doz Yag =

Sene1.i.k dm .

I

1

.Bufintanin gqerlililr:slnm M d m iimj$incinsine b a s olarak IOP yd vcya bundan azdrx. Yag hesabmdaki toplam hata ise ,% 15 - 20 .&r, ESR ylintdni d e o l o j i k maddcIere il'k uygdayan M c Morris (1969) fir. D a b soma he yiintemin kalsit (Ikeya 1975, 1978; Tiirethen ve Ark. 1979; Yokoyama ve Ark. 3983; Yokqyma ve Ark. 1984 a; Smith ve Ark. 1984; Griin 1984; Wieser .veArk 19841,tortul ,kamlar (Siegele vc Mangini 1984; Yokoyama ve Ark, 1984 'b), deniz Ubuklan (Radke ve Ark. ,1984; Hiitt ve Ark, 1984) kemi;kIer (Sdes ve Oduwok 1984.;Regulla ve Ark. 1984 a; Henning ve Ark. 1981; Rubins 1984; Beys 1984; Liritzis ve Ark. 19W),d i ve ~ die rnieesi (Schwaxa 1984; G r i h ve lnuernati 1984; Ikeya 19781, tekstil V.S. gibi organik maddeIer (Regulla ve Ark, 1984 b; I,kqa ve ,Toshikatsu 19841,mermerler (Cordisahi ve Ark. 1983) ve &rniikta$Ean (Rubins ve Ark. 1978, 1981, 1982; Ganison ve Ark, 1981; Oriffiths ve Ark. 1982, 1983; Robins 1984; Ozer 1984) gibi mkeulojik ve jeolojik .maddelere trygulmalarr rapor edilmigtir.

ESR yijntcmi ile tdendirmc' yapdabilmesi i ~ i nqeqitli ywdmkl analizlere &tiyap v d ~ r drne&n, . maddenin yllIik radyasyon dozunun saptanabihesi igin uranyurn (U), toryum (Th),pohsyum (-K) gibi radyoaktif elementlerill miktarJanm tzyini ve ESR spektnununm qok karma~rko l d u h hallerde dogal q m m m yaratt~g~ paramanyetxk merkmle rh s p e k t m u n u maddede b u katk~lann ~ ESR ~ spektnzmundan ayldbilmek i ~ i nbu katkr1a-m niitron aktivasyon d i z i , atomik so@rma ve x 1y.mflomarrsi gibi tekniklerle saptanmasz g e r e b e h e d i r .

-

Simdiye kadar Orta Do& T h i k Universitdnde ESR y6ntemiyle Antalya civanndaki Dilara rna&rasmdan aEmn ibis dikitln yag C IY yrl va Tiilintepc k m s m h alrnan -a;ktapxn ya@a 7 x 110" yl1 o l d 31esaplandz. Aynl zamanda Desmentepe, Tiihtepe ve Tepecik l c a n l a h

ESR yiinteminin arkeolojiye uygdanmasr buluntulam tarihEendirilmesi ve gmplandmlmasi yijniinden ijnem tapndctadrr. TL gSnteminc @re iistiinliiklerine ilaveten tekscil v.s. gibi organ& rnaddeleri kceleye bi& o h s l ESR yiintemhh uygdanma d m l m d a b da geni~letmigtir.

-

CORDISCHI, D., D. MONNA, A. L. S S R E *ESR analysis of mrbh smpIes 1983 from M e d i M 8 n quarries of archaeological interest* Archaeometry 25 111,6 8 - 76.

GARRISON. E. C., R, M. R O W T T , D. L. COWAN, L V. HOL.YROYD : 1981 ting of mcimt fLints= Naturs 294 44 - 45.

R., G.Y. ROBPIS, Pd: J. SEELEY,R

GRpTlTI3S, D.

M. C,R. SYMONS: 1982

- ESR da-

CKANDRA, D,A. C. M c N E Z , inch&= Naturo 300,

- =Trapped methyl radicals

435-436.

-

G R ~ F ~ D, S R., , N.J. mELEY~ 33.CHANDRA, M. (2.32. SYMONS : -ESn dathg f 883 of heated chert. PACT 8,399-409. G R ~R., : cESR dating :Interferences affecting the dekrmintafiun of the naturally 1W accumulated dose CADI of secondary calcites. international symposium on archaeametrg, WashlnWn 13. C. (U.S.A.3,14- 18 May l W , Abstract,

-

P. 51.

Cam, R.. C. TNVEANATI

-

-ESR dating : A detailed study of a mammoth too& seminar on TL and ESR dating, Worms (Germany) 24 28 September 1984. Abstract No. 34. H m G ,G.J., W.HERR. E,WBW N. I. XIROTIRE : *ESR &thg of the f&l 292. 533 b38. 1981 hominid cranium from Petdona C m , G m m NaHDlT, G., V. MOWDKOV, EL ICESSEL: *ESR dating of fwfl shells in the EE198a W a n territory, fourth specialist s e d m r an TL and ESR dating, W o r n (Germany1 24 28 Sepkmber 1!3&1. Abstract No. 38.

IW fourth 8peciUst

-

-

-

-

-

- *Dating a stalactite by 01-n

TKEYA, M.: 1875 1978

p-atic

resonance. Mature

255, 48 - 50.

=EIectron spin resonance as a rnethofi oP dating- Arehammetry 20 (21,

-

147 158.

-ESR dating of open system fossil. bones related paIeoanthropology~international symposium on archammetry, Washington D. C. IU.S,b) 14 18 May 1184. A b s W t p. 60. REPA, M, M. MSHIKATSU : *ESR datiry: of organic materids :from potatoehip~ 1984 to a dead body:. fourth specialist serainar on TL and ESR dating,Worms Gmmmyl 24 28 September. Abstract No. 42. LTKDZXS. Y.,Y.MAHIATIS, k SXMOPOULOS, k KOSTlKU : -Experiences with ESR &tifig of Greak cave bones a d tmvertinesn fourth specialist seml. 0 aar on 'IZ m d ESR dathg=,Worms (Germany1 24 28 September 1884 Absttact No. 40. Mc MOMS, D.W.: 4 h p p e d - electmn dating ;ESEl studies, Nature 222, am-811 1

-

-

-

-

-

1969

-

&CER, A M.: =Electron spin resonance (ESRI studies of ancient flhts h Rxrkey- fourth specialtst seminar on TL md ESR dating, Worms ~Gennanyl 24 - 28 S e p b b w lQ84. Abstract NO.44.

-

W K E , U.,A, MANGYM, A. G R m : -ESR dating of fossil marim shells=Po&b 1084 ~pecialistseminar on 'IZ m d ESR dating, Worms ~ G e m m y l 24-2P Soptembr 1984. Abstract No 3s. .

-

REGULLA, D., A. 'WIESEB, H. Y. G&GU: - *Effect of sample preparation on the 1884; a ESA spectra of adcite, bone and volcanic materials* fourth specialist seminar on TL a d ESR dating, Worms (Germany) 24-28 September 1984. Abstract No. 41. 1984 b =Dating textile with ESRm fourth specialist seminar on TL and ESR dating* Worms (Germany] 24-ZB September 1984. Abstract No. $7. ROBINS,G.V. : - *The study of heated and charred archaeoIogica1 materials with 1984 ESR spectroscopy= 5. Appl. Pyrolysis 6 (11, 33-43. ROBINS, G.V., N. J. S E E W , D.A.C. McNEIL, M.R.C. SYMONS:- ~Mentification 1978 of ancient heat treatment in artefact8 by ESR spectroscopy~Nature 276, 703-704.

-

ROBINS, G. V., N. J . SEELEY, M.R.C. SYMONS, D.A.C. McNEIL : ~Manganesa 1981 1111 as an indicator of ancient heat treatment in flint* Archaeometry 23 (I),103-107. ROBINS, G. V., N. J. SEELEY,M.C.R. SYMONS, S.G.E.BOWMAN: - &TheInstitute lg82 of ArchaeIogy* (LONDON) cESA flint project* PACT 6, 322 332. SALES, K. D., D. ODUWOLE: the radiation an thermal dependence of ESR 1.984 signals in ancient and modern bones* fourth specialist seminar on TL m d ESR dating, Worms [Germany) 24-28 September 1984. Abstract No. 35. SCHWARCZ, H. P. : aESR dating of tooth e n m e t fourth speciaJist seminar on 1984 TL and ESR dating, Worms (Germany) 24 -28 September 1%. Abstract

-

-

-

No. 33. SIEGELE, R., A. MANGINI :- *ESR studies on foraminifera in deep- sea sediments=. 1984 fourth specialist seminar on TL and ESR dating, Worms (Germany1 24 -28 September 1984. Abstract No. 35.

SMITH, B, W., P. L. SMART, M. C. R. SY;MONS, J. N. ANDREWS: - -ESR in a 1984 variety of speleothem calcites and their suitability for d a w n fourth spec$dist seminar on TL a3ld ESR dating, Worms (Germany) 24-28 September 1984, AbstraEt No. 30. TQRETKEN,N., A. M. C)ZER, A. KOLAT, Y , GOKSU : .~Themoluminescenceand 1979 electron spin resonance of stalactites from a Cave in the Southern part of Turkey- PACT 3, 266-280. WIESER, A., H. Y. GORSU, D. RECULLA: - ~Cliaracteristicof gamma-induced 1984 ESR spectrum in various calcite= fourth specialist seminar on TL and ESR dating, Worms (Germany) 24 - 28 September 1984. Abstract No. 32 YOKOYAMA, Y., J. P. QUAEGEBEUR, R. BmRON, C. LEGER. N. CHAPPAZ, C. MICHELOT, G. J. SHEN, H.V.NGUYEN : aESR dating of sbdagmites 1983 of the Caune du L'Aasago, the Grotte de Lazaret, the Grotte du VaXonnet and the Abri Pie Lambard: A comparison with the U-Th method. PACT 9, 381-389. YOKOYAMA, Y., P. BIBRON, C. LEGEFi, J. P. QUAEGEBEUR: =ESR dating of 1984a PdeoIithic calcite: Fundamental studies>>fad specialist seminar on T L and ESR dating, Worms (Germany1 24 - 28 September 1984. Abstract No. 96. YOKOYAMA, Y., 6. P. QUAEGEBEUR, C. FALCUERES: *ESR dating of quartz from Quaternary sediments* fourth specialist seminar on TL and ESR dating, Worms (Germany) 24-28 September 1984. Abstract No. 43.

-

-

-

-

!$EKfL I : Basit bir sisternin enerj i sevfyelerI roguma spektrumu

ye

ESR

SEKiL 2 : Gama 13rnl dotu Ile ESR yapan elektmnlarln

saylslnln artlsr.

TERMoL~~~~M~NEsANs Y~ITEM k~ ~~ ARK~EOLOJ~ K

YAS T A Y ~ N ~

K e r d , pies

w,yamup@bigdhaktw ve okidyen, kalsit o l u ve beazeri ~ ~ inor-

dm, meteor, d, sariat we t&

vl~hni'k:

gmik obje ve malzemelerin i ~ r i s i n d cugifseIi s a t , gibi c a l m fiziksel mekanhuIar v a r b . Bu cr5;ii'reli saat* bir aarktolojik xaman- BIprm aygrtz @bi ~ Z l g l r ;hem sifirlarna ozeUi& yard~rhem da o t m t i k i r . TQ. me1 problem, saalin qfiesini @zerek g q e k z m , yani arkeolojik yay

bdmaktlr. Saati hccIeyip $ifr&ni c$jzen fizfiksel yantemlerdw biri de temoliirninesans (TL)yGnt&dlr, Burada amacmm TL ytintemini ve bu yijnternin arkmlojideki u y g u l a m a l m Iasaca adsbir bagka deyigle, .tekn@ni gene1 ~izgile saatin g&$ma prmsiplerini ve $.fminin niyle sunmakbr. Y a h z y i i n t d mlatmqa bqlamadm once TL olayln~n ne o~du&nu,Wyle bir a m q jqin w l l JculIandabildiEini krsaca gorelim.

Baa maddeler ~smhhklan7 m n qrma yaparlar, Bu fiziksel ohya ~u~t.ma iIe ~ q r n a nd a m m a gelen t o l i i m i n e s a n s (TL) denir. Hemen belirtefim ski, TI,olayl ba~kabir olayln sonucmda o l q d t adir. Maddel& i~lerindeve pvrelerinde eser m i k t d uranyutn (U) toryum {Th) w pomytm (K)@i d y o a k t i f elementIer mrdlr. Bunlardan gkm radyasyonlar [dh (a)ve beta (8) par~acikImiEe g a a (r) x!pnlan] maddenin a t d m ile eikilqerek enerjilerini yitirirler. Bur enerjinin 'birkrsm madde i ~ i a d ebirikir .ye maddedn 300' C - SOOO C ye kadar 1~1tdnms1 durn& l g ~ ko h a ~ kd a r . C h wrk rniktan maddenin biriktirdig wd. yasj'on enerjisi mibarma IbagX~dsr.Ne W a r quk enerji btrihirse o kadar cpk x~xkgkm. H ~ cenerji biri-i~ ise, veya birikea enerji he~bangi bir nedenIe, amegin rsmm.a ile, k a l m q Sse, dogal d a r & hiq qzk (gSriiImsyecdc y a i hi$ TL olmayacalct~r.Dme'k oluyor ki TL,maddenin eetkilevti3 toplam radpalsyon smfktan (dozu) mnucunda birikcn anerjinin ve bu enerrjinin Ibirikmesi isin gqen sii.rexljn blayh ;bir liih$.2siidiir. Y6ntemin temel problami de rbu siimmh buZmmasadrr.

Maddede enerji birik,imi gu ~ekildeolmaktadr : maddenin afomlm ile etkiIesen r a d y a ~ n l a ratorn1am bag11 elektronlmn 'ba;?llarmrkoparsr ve merji kazandmrlar, Bu elektronlarm lbir krsmx kazand~gl enerjiyi an~ndag d vcrerek eski yerIcrine veya b-er ycrlerc geri doncrlcr. Bir k ~ s mise~ maddenin kristal yaplsmda ~ g i t l nedenlerle i olu~anve atuzakr denilen yerfere baglarurlar vc biSylece eski yederine idhen elektronlarm tersine radyaspndan akF3Han enerjiyi geri vemeyip bu hrzaklarda bi-

drtirmi~olurlar. Biriken enerjinin s51rWanabilrne siiresi, yani elcktronhm ix~zaklarda kdma siireJeri F r e gartI-a ve tuzak Bzellikrerine b a a ~ hBika~ . dakikadan bir milyon ylla kadar eIektronlar~tutabiIea tuzaklar vardrr. D* gaI olarak bizi ilgilendiren u r n ijmiirIii hzz~kTar&r.Ciinkii, ancak bu tuzaklar bastan itibaren yakala&.klarr tiim elektmnlm l r o d a r ve bijylece radyasgronla saglanan encrji tarn olarak bkikmi~olur, JIerjki sat~rh d a da beGrttigiTlriz gibi bu, tarileme &in sa~lmmas~, gemken ko~ullardan biridir.

1

- Urneklerin pm-esinde ve icirade eser miktxda bulunan radyo-

aktif elementlerden gkan mdyasyonun ~iddeti(birinz z;unmdaki mik tan) objenin tarihi boyunca sabit kalmahdr.

2 - Tarlhlenesek olaym meydana geldig andan (BmeBn, ~ a n a -k ~6rnldderinpi~irildigtarihten) bu yana bitiken enerjiden her:han@ bir kayip veya ka& olmarnah; W i i kommug ohalrdr.

-

3 Y q tayini yapdacak malzemeyi bir d y a s y o n enerjisi deposu olarak d$iiniirsek, bu deponun qok biiyiik olmas~ve enerji birikinzi bakmndan heniir, dolmamg o h s gcrekir. ~

4 - Tar?hIeme enerji bidkiminin ba~lang~q tarjhiii ~ e r i r . Bu nedenle, hnWenecek rnzddenin gesmiginde enerji biriE,mhia bagladzf?g a m bir ar!ke~3oj 4k riinmi olmalrd~rqki yaplan iq ib ir d a m t q ~ s ~Omen. gin, qanak-qSmIelr. y a p m d a pi~irilmes~caklxg400' C den yfks& 01dug- igin p i ~ i r i h eanmda hamurun kiIinde ve Irildeki minedlerde 6nccden birikmiq enerji varsa pi~irmemrasmdaki lsrnmadan dolayr bu enerji lraybolur ve [bijylect:Tk.saati s s f i r ~ oIw-. a ~ ~Cornlek yiiksek srcakl~ga kadar bir d&a hi^ ~srnmazise TL tarihlemesi @ml& y q u n tazkini verecektir.

-

5 Maddeden &an TL ile maddenin al&gz radyaspn m i k ~ a nara srndaki ba&mruun, 'bulunabilmesi gerekir. Bir baqka deyigle birim rad-

'

yasyan miktan (rad.) b q m a ne kaclar TL elde d d i H ve radyasyon mikne qekilde deB~tigirnatematiksel bir ba&ntr de if& edilerbilmekidir. Ya? tayini yapdslcak bir maddenin bu 6zeUikIerl tqmasi gexekir, Bu ndenle, ijncelikle ijmeklerin bu ko~ullan.s@ayp sa~lamad&?an aragtmhr, saayanlarla iIg% qahgxualslra d m e a r , tan degivtik~eTL m i k t a m

lsuraya kadar gu nuktayr aalaimaya M A : Bir maddede bkiken radyasyon enerjisi miktan o maddmin radyasyonrrn etlsisinde kaldla &ye. yani o rnaddmin yagma basMr. Bkiken toplam enerji bir ydda b?riken enerjae biiliiuihe enerjinin kac ylldan beri taplaxvnakta olclu@

bir bn$ka d@$e, maddenin yaqlmn ne d d u b 'bulunur. Denepel o h k , toplaean enarji maddenin ~srdinaszi l vik ~ oIad ortaya d a r . TL c i h m d a slcakl~gakarq~I $ I ~~iddetinigijsteren, q u n a egrisi~(glow m e ) dedigjjmiz mbir grafik $ekIinde elde edilir. Btma dogal l$una e&si, verdig zmaya da dogal TL dexlir. Laboratuvarda degeri bilhen radysyaa kayna&ndan yararlmarak belirli miktmdaki radyasyona k 8 1 . amelderin verdi& r ~ l r n ae@isi oh$liir. Buradan bidm mdyasyan doztma karq ne kadar gkacag~saptamr. Bifim mmanda (bir y~lda)6meHerin &dl& radyasyon dozmu b e klemek i ~ i nce~itliyijnternler vmdx. Nijtmn akivasyon analizi, gama spcktmmetre1er.i ve dozhetrelerle yl1lr.k dozun saptmasx bu yijntemIerden bawiandw. Biitiin bu gaIr$tnalar tamamlandrktan, yani dogal TL, Mrim &zzl kaq1 clde cd?lm TL, ve ydrk doa BesapZmd~ktansanra maddenin y a ~ ~ qagrdeki ifade .ile verilir. Do2d TL Wag (yl)= (BiI-im doza karq1 TL)x (y11hk dm)' $iip!hesiz ki hu basit iadenin ukannda k m a g ~ b k h dizi day ve yan11q yapmaya yo1 aqa%ilecRkW ~ o kfa'ktdr vardir. A m a m , TL yijntemini s n e l $zgildyIe tamtmak oldu$ndan bu faktijrlerin neIer oldu& m u ve oIumsuz etkileh nasxl aza1.txlabilecegin.i tartr~mayaca&z.Sadece, olumsuz faktiirlerin etkisini azaltarak ya? tayininde hata oranrmn % 10'dan darha aga& dii~iiriilebil di3ni kaydetmekle y etinecew. Smug

TermoliIminesans yiintemi ile arkeolojzk ygaq tayini yapdabif eceg illk kez I953 grlrnda Gne s M i h i Q (Daniels, 1953), ddha sonra olumTu

sanu~larahnmaya bqlanrn~g(Houtermm5, 19#; Kennedy, 1960) ve y6ntem 1965 ylrndan bqllyarak yaygm bir bisimde k d l d m a y a b a g l a g ve b& sonu* dde BcEiIe'biM$tir. (Fleming, 1965; 1970, Ai1969,MejdzlrhI, 1969; 1972, Zimmerman, 1970, 1971). Tesmolhinesans, qmca jsoIejik kaynakh lavatma QAitken,19681, meteoritelere (Christododides, 19701, volkanik tiif ve camlara (Hwang, 197D), ~ a l m n a (Gaksu, k ~ 19743, dogal kalsitlere (T-en, 19791 ve &a ibagka rnaddelerle birlikte absidyen kaynak analkine (GiSksu, 1979) ~ygulanabilmehtdr~ Aitken, Xd J. F l e m S. J.; DO^, R. R & T m y 3. C. [lm) -TL of GeoIogical Materiab, (Edit. by McDougal, I>. f. I , Academic Pmss. &ken, M. J., Zimmennan, DD. W., a d Flaming, S.J., (18683, -TL dating of meient pottery., Nature, 219, 422145, Aitken, % J., 110891, I . u'IZ dosimetry on envjrcnmentd radi~tion ...*, Archaeometq 1X 109, 114

Aitken, M. J.. IlW4), -Physics and Archaalogys, 2nd edition, W o r d TSniversity Prms. 85, 134. dating Chri~*fidCS, C.,~ ~ l l @ rV,, mtlB70), *%= problem of long -8 as applied to metoorites and t a k t i t e s m , Phm, Earkh and Planet Xnterloxs, 4, 201,289, NOT^ H o w a Publishing cump . Fleming, S.J., (19663,-Study of TL of egstdhe extracts from potby., Archawmew.o. im.173. Pteming, S,J., (19701 *TL datiw : Refinement of the Fuartz Inclusion Metho&, Archa. OOmeg12, 133-145

R, fIW'al, age d&ermjn&tiwof burned fllnt kp 'IZ Method=, Science, l83, 651454. GBksu, H Y,, Tilretken. N., 119791, source identification of o b i d m Tools by TL-, PACT Johmal pwrt 3, 350-359. Houtermans, F* G. (lsall, wTLglow curve8 as a research tool on the thenna3 and d a t f o n history in geologic mttlngs.. Summer Course on Nuclear Geo'lom, U ~ VPi*. Y m 1860 - 233. G g h ,

H.Y.. Fremlin. L H., bwb, N: T.,-22,

Kennedy, G.,Knopf, L,[lgsol ~ D a hy w TLi., hchaeohgy, 13. 137-140 MeldahI, V., I196s1, -TL dating of andent Danish c w a m i c s ~ . Archaeomtkry 11, 88-104

Mejdahl, V., (19721,*Progress in TL dating at Rlsom, h c h a e o m e ~14, , 245-256 Tiiretkers N.,d m A. M.,Kolat, A, Gaksu, H. Y,, [l%73), -TL azld ESR studies of shlactfas from Southern Turkey-, PACT Jsumal, part 5, 266-280. Zimmermm, D. W., I1067), -TL from fine grains from ancient pottery-, Archawmetry, 10. 2&28 zmlnm, D. W., (IBi'l), d a w using fine gt& from pottery*. Archmometry, 13, 29452

Askeolojisk keramik eserlercin IrSnyasal analizi iI.k defa Boston Mikc+ sinden Edward R~binson'unisteg iizerine T. W. Rihards t a r h d a n H m d unive~iteshdegeqeHeytiriEmiqt5r. Yunan kerttmilderi iizerinde yapdm analiz sonuqlan. 1985'te &AmericanChemical JomaIada *The Composition of Athenian Potterya b a ~ h aaltlnda ~ ~ a p l a n r m q t l (Ricr hards 18953. Bugiin oIdu& gibi o zaman da akermPk p q d m yaprmznda bij1geseI ki1 yataklars ,hllmdip ldla1marZz~rkonusrmdn fikir ed'innrelzfi. fihards o zamanki qadarda mfimkiin olabiIm qok az sayldaki element mal.izi sonuq3arma bakamk, Atina'dan toplaramr$ olm pargalarm rbiilpsel ~Iabileceklerigiirii~iiniiif ade etdqtir. qok uzun bir aradan sonra 1955'te Bro~~haven'da (Sayre 19571, daha sonraki ydlarda Oxford (Catling 1963) ve Serkeley'de (hrJman1969) g&$malar yapdmaya 'baglanm~$tw.Bugiin kimyasd a n a m gtderek ker a d e r i n gmpImhnLmasl y a w n bir qekilde kuftan~lmak~tad~r. B6y1e bir yyiintemi uyghmaya m e d e n ijncc &la gelebilecek bir t&m sorulara agikhk getirmek gerekmek-. B u d a n qiiyle srrahy&iIiriz : 1. Keramik kilden yap11dxWa gijre bir kil yatah k i m y s d bileb a k m d a n hamojen bir yap1 @stefiyor mu? 2. Bir El W m a k ii$n hangi elmentler kulldmah&r? 3. I3u elaentlerin miktarlarrrrm kwamik y a p f l h b soma bir d-ime u&am'iysl mfimkin mil? 4: K e m i k yapimlnda lnrllaxlllan k a h maddeleri sonuqh n k d etkiley~bilir? C d l ~ d m z uwl m d a de@~ikkil yatalrhmdan a h a n i5mekIe ~ analkine a&]& verildi. KiI Zjrneg alrnan blilgder : Nevqehir, Ayq, Cijlba~r,Hatay, Cmakrkale, BiTeoik, Khnada'daki ik.i ayrr yatak ve daha

ptam

sonraki ylllada fkbtepe ve Dannentepe. (*I

Dog. Dr. O l c BmGm, ~ Orta D o h Teknik ~nfvprsitesiFen kfiIW, Rlmya BoIamk

- Edehiyat Fa31

,Digeer laboratuvarlda yaptlan deneyler kiI y ata&nr t a n ~ m I d a Idin yaptsmda cok dlktarda bulunan d i i ~ y ; u m silis , gibi dementlerh uygun oIrnadi@ gijstemigtir- Bu nedenle bu amag it$n demir hglnda rniktarlm rnilyonda bir mertdbbesinde (ppm) oIan eser elmentler kulla. mlmaktad~r,Aynca kil. an~lizisonuqhnna bakarak ayn bir kil y a e r iginde rniktarz biiyiii de@~ikl ik giisteren elernentler di.1ckate a l m a m ~ ? trr. Cok dcmik yerlerden ahnan ksiil 6dnreHer'in analizi bir kil: yataijnm eser element bilesirnine bakarak tanlmlan@bilecej$ini g8stenni~tir.

Keramik p~~ gomiildii@i siirece &tarIan bir deg~imeugrayabilecek elemmtler kalsipun, sodyum, pof~syumgilbi &men tlerdir Bunlar mali d i p brrakra'k b u r a h gelecek bir hatanrn 8niine geqilmi7 olur.

.

Katk~rnaddelerjnin etlsjsi konusunda biqey SijyImeIc qok d&a zordur ve genelde bu konuda f d a bir qey ppdamamaktadir.

Bu fip bir qallgaada amas h y a s a l bilegirnden giderek k e m i k lwh g.ruplandulhas~oldu@na glire, ante u y p bir khyasaI anaIiz yijnterninin sqilmesi gerekir. Q ~ i t lyijntemler i aras~ndaen uygun d a m NGtron Aktivasyon Analizi yijntezrhidir (Sayre 1963, Perlrnan 1969). Bu yiintemle p k az miktarlara (milyonda bir) injlebilrnekte, ~ o sayldaki k element ayni mda tayin edilebilmekte ve 8mekler iizerind~kimyasd bir .i~Im yapmk gerekli olmamiktadu.

EIementlerin biiyiik bk hsm mktiire okonup niitronIarIa *dm. &kZamda radyoaktif hale d6niigiirTer. Bu d l i n i i ~ eelementin qkirdeginin lbir niitron yakdmas~ylaoIur. Her elemedtin meydana gelen radyodca %opu belli 'bir enerjide (bmm bir kaq enerjide) gama I S ~ yI a p dcdigmiz bir Eayarak paqdaamaya ugrar- Gama yxm spek-etresi iil~iisisile her bir gama merjisinin qiddeti dl@ilir. bir de 'bile$hnf tam 0 1 . 6 Elinen bir standart ijrnege gerek v a r h * K e r d analizinde standart olarak bilqimi bilinen kil ijrnekler kullanlhr. AnaTiz yaplhcak Srneklerden ve standarttan hassas olarak tarhlmq d t a r I a r (100-200mg) kuvars tiiplere kmamk re aktlirde ayru qartlarda ~ginlasr.Daha soma biitiin 8rneklenin gama qmn lar~62~iiIiir.YapJacak basit bir kaqda$mna sonunda 6rnekteE element miktarlar~hesaplamr.

Bu fir &mdarda

Radyoaktif izotoplar yaymlad~klan~ ~ i n l a lyanislra m yam omur de diEimiz bir ijzeIlikJe de tanlmlamrlar. Yarl omiir bir radyoaktif isotopun rniktannin yanya inmesi iqin geGcn siiredir. Bu siise degigik radyoaktif izotoplar @in saniye, gun, ay veya y~l'mertebesinde olabilmektedir, Reaktiirdeki iq~nlnmamnbitiminden gama eaerjisinin iilgiimiine kadar geGen zamana bag11 olarak qok klsa yarl ijmiirlii ban izotoplann tayin edilmesj rniimkljn ~Iamamaktad~r. Bizim ~ a h ~ r n~artlarlm~zda a tayin edebildigimiz elernentler, rubidium (Rb), seziurn (Cs), baryum (Ba), uranium (U), t o r y u m (Th),lantanyum (La), lutetium [Lu), skandium Sc), hafnium (Hf),europium (Eu), seriurn ( C e ) , tantal (Ta), krom {Cr) ve d m i r (Fel'dir. Bu elemenrlerden her zaman hepsi keramiklerin gruplandrnlrnaslnda kuIlanilamamaktadir, Rb,Ba Cr g i b ~bazriarlnln miktan aynl bir kil yatag~isinde cok degi~mekte,diger ban elmentlerin mjktarlan da ban Gmeklerde iil~ii2erneyeceE;kadar kiiqiik almaktadlr. Demir diglnda, tayin sdilen elementler p k az miktarlarda olduh iqin d ~ ~ a r r d abir n bulaynanrn olmamaslna iizen gijsterilmesi gcrekir. Bu nedenIe keramik paqalann dxq yiizeyleri 6xel bir matkapla ternizlendikten sonra analiz iqin ijrnck alinmaktad~r. Kimyasal analizden sonra yap~lacaki ~ Grne'klcrin , eser dement bilegirni bakzm~ndanbenwr olanlannl gruplar halinde aylrmaktlr. B6yle b i ~ 'iqlemin elIe yapilmast imkanslz oIdu@ndan gruplandima istatistik yiintemler kullanllarak bjlgisayarda yap~lrnaktad~r(Anderson 1958, Wishast 1969, Djxon 1973, 1975 ) .

Bugiine Kadar Yapilan Cal~qnal~r Ilk analizIer Orta Do@ Tckni k E n ivcrsi tcsi Miizesil~dellal~nanGrnekler iizerinde yap~ldi ( Birgiil 1977). Bunlar, ~ogunlukla YaIlncak'ta bulunmu~olan Roma ve Frjg ,devrinr! nj t parqalarln, Ko~umbeli'dcnEski Tun$ devrine ve Biiyuk Tiimiiliisten Frjg duvrinc ait kcramik parqnlardrr. Aynca'bijlgeye en y a k ~ nkil yatap~ulan Cijlba~~ndan da kil iinlek!er analiz edildi. B u qah$mada butunan c n ilginq sonuc; Roma devrjnc ait parqalarIa Gikbay killerinin ayni bir grubn dii~mcsidir.Grnelliklc kil yatagr ile keramik parqalar araslnda b i l e ~ i mbak~mrndanbir benacrlik bulmak pek rnijlrnkiin olqnamak tad~r.131111~n ncdcnlc~iaraslnda o zarnan kullanrlmi* olan k i ~yatakmn bi tmis olmasl rlcya keramik'in y aplsrndaki katkr maddeleri gijsterilebil i r. Daha sonmki qal~smalanrnlzinhjq birinde analiz edilen keramik ve kil oi-neklcr ara-asinda bir benzcrlik bulunamamr$tir. Daha sonraki ~alismsllar~rniz t kiztepe vs De@rn~en tepe'den alman arne'kler iizerinde 01 mu$t ur (Alkim 1985, Esin 1985). Halen Degirmentepe'den aIxnm* olan Demir CaB kerarnikleri iizerinde qalig~lmaktad~r.

33

~

-

ALKJM, H.0.B ~ G l L L , PAFFE: ArPrwmetri onitesi Bilimsel TopZantl Bil&% le85 1m-i V. A n k m 4 7 'Ternmuss 1984. Orta Dogu Telcnik f h i ~ ~ j t e s i

-

-

ANDERSON, T. W.: Introduction to Multivetriate Analysis, John Wiley 1956 Sons, New York.

and

BmGm 0. -M. DZKSEC, Y.YAFFE: - -Activation Analystsoi Turkish and Cana1077 dian Clays and Turkish Potterg., Journal of Radioanabtical Chemistrg 39, s. 45-62,

-

CATWNG, H.W. E E.RTCHARDS, A. E. BLJN - SToniE: - correlations Between 1963 Compcsition and Provenance of Mycenaean and Mhom Pottery*, Ann of the British Sehool at Athens 58, s. 94-115.

DIXON. W. J.: - Biomedical Computer Programs, University of CaZifornia, Ber. 1973 keley and Los Angel@. DTXON, W. J.: 1975

- Biornedfd

Cornpouter Programs, University of Callfad&

Berheley. h s Angel= and m o n

ESm, U. - 0,BfRGOL, L. YAFPE : - Arkeometri Dnitesi Bilimsel Toplmh Blldirileri V. Ankara 4 7 Temmuz If384Orta DoW T e e Uaver'Sitasi.

-

-

RICHARDS. T. W. : .The Composition of Athenian Potterg-, American Chemical m5 Journal 17, s. 152154.

-

SAYRE, E. V. - R. W. DODSON : -Neutron Activation Study of Mdtermnean d of ArchawoIegy 61 s. 3541. 1957 Potshed*, American J

SAYRE,E V. :- -Metho& and AyrpIications of Actlwtion M y s i s x &mud Re1983 of NmIess Sdence 13, s. 145-182.

-

WISHART, D. : CLUSTAN la User Manual, St: Andrews, Scotland : Univeisitg of 1 ~ 8 9 St. Andrew.

F O S ~ KEMIKLERDE , TAR~HLEME METODLARI Pal'eontoloji ve Paleoantropoloji alanlar~ndafosil kemikler iizeriade yapilan tarihlemelerde iki ana m e e d 'Icabul edilmi~tir; bualar, relativ {giireli) ve kronornetri:k tarihlemedir. ReIativ tarihIame, bimrmateteryali ijteki rnateryale @re, ya da bir referans noktasina gare yerlegtimektir. Bu yijntan, bir wyin litekine gore eski ya da yeni o l d u h n u saptar. ,Kar$lla$tlt~Eanrnaterydler arasrxdaki toplam zarnan ve ardlk bilinmemesine ramen, lkronal~jik 'bir s d a m a p miimikiin kxlar. Kronometrik yaqlandirma ise, ,bir iirne@n yaqlnl y a da ijrnegin 'bul u n d u b kaynabn yaSln1 ( t dbakanm) nulmerik ve b k e n a l ik ~ j olarak verir. Relativ tarihIeme metodlari bir sira ortaya 'koymlsen,.kronometcik tarihleme, yaS1 yll birimi olzrak saptar ve biiylem en iyi e v r h e l p r ~ e v e y isaglar. Relativ ve kronumetrik tarihleine metodlan, ayIl aysr du. rurnlarda ktiIlan11dikIari i ~ i nherikisi , de yerine giire gereklidir.

A) Bir kazl alanmda; osteo1aji8k (,kemik ve diSler) ma!zemenin, arkeolojik deliller Ilc h m z m a n olup olma&ij;i, nateryallerin stratigra. Eik olardc d*ey koemlannrn ortaya kvnrnasrna :baglrdrr. KuraI olarak, kangmaml~bir kazl yerinde; en a l ~ a k i materyal, daha iisttekine .@re eski oImalrd~r. Katrxl.an1a1.l olmayan bir mkazi yerhde ise, tlpolojf ile relativ carihlernqe gidilhir. 1311 yiintem, zaman iqerisinde, i i l e n m i ~avkeolojik materyalin kiilt* degi~imlerini yansrtlr, yani stiI fapk.lilr& esnaslna dayanrr. Bu metoda @re, farrkh zarnanlara ait materyali, 'kronrglojik srraya keyma& mkdciindiir. krkmlojik v e r i l e ~uygulanaa tipollloji ile birlikte 'bulunmu~oIan fosil kaiklerin hemzatnan ili~kilerinebir ~ijziimgetiril-

melrkdir. I*)

Dq. Dr. Bema ALPAGUT, k 0,Dil ve Tarlh - Ggrafya F h i i l W i , Palesantmpoloji AnabiUm dah, ANKARA

Osteolojik materyal, tarihlerne yap~labilecekherhangi bir arkeol* jik bulgu ile birlikte bulunmadrg~zaman lomegin, yiizeyde bulundu&~nda), tarimhhleme ancak, ma teryalin rnorhloj isine ve d u m w ba kllara'k yapllzbilir; a m a bu rnodo1ojik tarihleme'yi, daha Gnceden p k iyi bil inen bir foBS serisi ve bu ijrnegn iyi bdgelenmi~bir evrim agac~(filojenisi) varsa yaptmgk uygundur, aksi takdirde yan11gt pay1 gizardl edilemez.

H d k i tarihzerne rnetodlarl ( tipoloji ve morfolo j ik} iy! belgelm mi? tarih ister; bu ,dunrmda, osteolojik kakat~lar,ilgiIi oldu& ar'keo-I* jik 'buluntulara g6re ili$kdendirilirler.

E) Bir Taborat-warda fosjl kcmilklerin relativ tarihlenmesinde deii;i~ik yijnternler kullan~Imaktadir;bunlar, fluorin, nitrojen, uranyum tarihlemesi ve total o&k madde m f k t m saptanrmuxdr. FluorZn, nitrojen ve uranyum tstrihlemesi, i j ~ l l i ~ k ltahrip c edihiq kazi yerlerinde ele gefen fmil , k d l e r d e uygulanma:lctadu. Bir k&sin rcIativ yav1; ayni kazr. aIanrndan ya da ayni lokalitede bulwzmu~~bap ka 'bir k m n i ~k,a r p l ~ i n l a b i f i rkogullarda s&Ianmzs olmalan qartryla, kimyasal yapdarmn kiyaslanmas~ile sapranabilir. Topmkta g6rniilii olan ckw;iklerin y a p l s m u kimyasal deB~irn, f&Ir hr zIarda ohaktadlr. K a i g i i n organfk rnaddesinddki yag, hrxla yok olwken, protein (mllogen) gak yavaq bir tmpuda ortadan kdkar. Bunun miktamm oEgn&, relativ bir r y a ~elde m e k ~demehtir. FIuorfn 'm-ilh~mesinde,yeraltl sularrnm h i 1 nkmikleri ~ k i l e m s sinin 61gUmii yapilmaktad~r.Yeralti sularrnda bulunan fluorin, k d teki kalsiile birleqerek fluorapatite olu$urur. Bu maddenin, de&$k lkemiklerde 6lpdmesi, hemzaanan olup olmaddclar~mg i j s t e m & W ; iiiinkii, h-rn oIan ~kemiklerinkabaca ayni rniktarda fluoqpatfte

iwrmesi ikklepir. Paleoan~pahejiara~tirmd,am.lnda, b i h a en iyi fluorin tarihIesne si, ingikew'de Swanscornbe texasla&da bnlunm~qolan, Pildown ve Galley Hill fasilltwine uygulanaa znetadtur; ve ya$ post - pleistosen olar%k verilmi$ir

3.

Nitrojen .mihlenesi, C l4 tarj:hlanesi yapmak &in fosiI kcmikte yed W protein I(ceUogm) eMhesinin olup o a a m saptanabilmesi a q ~ ~ ~ bagvurulan ~dan ibir ygntemdir.

&Xi

Galley Hill ve Fittdown fosilleri, C I' tarihlemesioden k c e , nitro fen ve fluorin testlerinden ,&rilm$tir l . Nitmjen .tmi'hlemesi, mnu~larap smdan f luorin tetleri ile lbirlkte yztp~lrr;siinlcii lkemikte az fluorin birikmipe, p k nitmjm brthmcakbr ya da bunun tersi soz h u s u d u r .

Umnyum tafilemesi ise, &miiITi kmilklede a h r b e edilmjq oIm uranyumun ijlfllmesi esasrna dayabdir. Uranyum radyoaktif oldu* f~in6lqiiIehilir; WIe .ki,'kemik depmitte ne h d a r wun m a n @mGlii kaJmr~ise, 0 h d a r wk uraqmm abso&e o h k t i r . Bilindig gibi d. pdctivite b i ~ &&he degqir m a , artan h n d o j * yaq ile , wanyum ndktanmn da goEaldr& saptamlyh~. Ul-amyum tariilhlmesi, fosil kernikletin, iqinde bulunduiju depsitten (depositin yqmdan) daha yeni, ya da eski olduhnun bilinmesi apm d a n bizlere yardilncr olrnaktad~r.Bu test uygulan~t'ken,h i k paqalan-rdm kullanildz& i ~ i n Bteki , testleden d&a avantajlidlr.

Her i i tarihlme ~ rnetd11nu.n (fluorin, nitrojen, urmym) en i5nemli &igi, ppmz-taddemeye imkan vcmmesidir. Ute yandm, bbpl degiqkenin ortmda mwcut ohasr nedcniYl=, bir , h i 1 ijrne@njeoloj?k y a S m m kabaca saptmmasmnldan baqka bi~rsonuq .allnmarma:ktad~r, Bir di@ rplativ twibl-e metdu olan total organ& wdde dtarvlm sap tan mas^; kemikIerdaki organik rnadde armmn sdezi+n IIIurn ve r n h t a m n ~l-esidir. Bunun iqin kdlarulan tehik, kl&k mikra kjeldahl.mctadudrrr. UF agmalim oIan bu tekniktc, dolay11 olamk hemplanan protein d k t a n n ~ n ,.kemik%ki d e & h hmna fs&lw&, eskiEi hkklnda bibilgi toplanabilir. iBu ,meted4; 1964 67 se2031uncIa Gadik li --Kmahqiik aekmpoliindcn q"kanla?n 8 ad& imskelet Wrinde denenmi9 ve i.i~a y n gijrniit tipi uygdayarr toplurnlann k d k l e r i n d e de@bmi~olan total organik maddc d t a r l a n n i n 8I~mesiyIe,top1u;mIar arasmda herbir . b a b olup olmadr& aaraqtirrlm~~ ve mlatk Wi'hlemeye d m

-

-

edmk bir ipucu stmadmrn~~tir. Sonu~lara@re; kaiklerin iqerdig organk d d d e r i n , qok p a ? de@$en .bir hiz iqihde olduklan ve pmteinlerin .tarihl.ene metodun& yer da bilecdk1.i @s.terilrnigtir. (3) O W e y ve Montagu. 1948 (4)

Pln~al,Dinqol h e r , reso

BunlardanJ radiocarbon we amino asit resmnizspnu f a i l k d k kre d o w d a n uygdmmakta; iEteekilerise, fasilin i~inde bulundwklan depositin y a y z vererek, f a i l kanw tarihlemnmi yapilmaktdr. a) R m d l d n (C ") tarihhne metodu, 50.000- 70.000 yll skiye giderak y q I m d l m w d t e & r . Tiian o m mddder, teurik olarak C l4 metoduna kaqr hassastlr, ijzelWe.mangd GmiiriiJbp Sest &in en uygun orgmik m d e d i r ve arkmloj& 1rkaz1 d a d a f v l d a ibdmabilme pnsl yiiksektir. Radiocarbon testleri, ilk uy gdanmaya baqlan&& 1949 yd& bu@e okadar g q m zaJnanrda slime hycktmi~tir,

yammmq ya da yanmq fosiI k d l a d e de uygdammktach. 20- 100 g. yanrnamq k d yeterli ohr; yantnaan~qIradkler ~ k collogen ihtim d e r we lkarrbmca znginddr. Z$e, bu k h k&en pkilemk tarihldirme yap~lrr5.

Bu

test,

R&oc~%.oR tari!hlemesinin ana prensibi @yIedirb.: Atmmferdeki k d k mdyaqon az pniktanda mdiocarbon izotopu M r . K a r W a r k . sit olarak d l e n M o n , belirli miktarda C imtopu iqerir. C l4 .tiim bibibi ve hayanlarvl Mcm yap~lanndamwcubtur. Bi.O'kilerCI4ii, atmogfd ile oksijen aIqve*inden saglarlar; haym1af ise, ya bit& y i y d k ya da Ibilki yjyen ijtaki BayanIan yiyemk bu ' d i k q i dewam drirler.

5u da,atnwsfer ile hidmsfer arasmda h & e t eden tkarbondigrksiti e d ~ ~ d e topmkta, n , kadbnatIam .inorgank +keheIeri, bir olt$ide C l2 ve Ci4 i m e t k t d i r . Bu.lda C l4 birikidnin H m mpigaler, hem de inorganikler aracxll@ ile oldumu @tem&td&.

Organhnalar, siiTekli o l d C14 kay(bedw1er ama. y i n e di&Idi olarak .bunu yenilcrler we bu oran yaSam denge.de kah. Canlrnrn Ziiliimiiaden wnra €I4 aliqveri$ d u d u r n a n , organimada ;bulumn mevcut C M mdyoaktif oh.&' q6dmgre baqlar. Bu q6ziihe %amen bir b da ilerledi& isin, C14 d t a r u u n Gl$ihesiyle, mgmipnaxlln & oluymhn bu yana ,-n z m n radt ocarbon ylP1- hesaplamakta&. C yan yh, 5.730 ya da 5568 olardk k h l edildgtir.

-

151 Hole ve Heizer, ID73

tel

Ubtry, 1655 ve Altken, ls61

Radiocarrbm .tariihleme metodu, ijlqiimii yapIan materyalin (kemik, v.s.) h w i zaman dilimine ait oldu@nu g6Gerir; yani ibu y a ~ i'ki , nokta amsmda bir r d h otarak tan~mlanmaktaw bir standart sapmanln hata payrnr gijstermelctedir. Bunun slnirIan ( +- ve -) ~eklindebelirlenir. Radiocdmn tarihlemesinde bazi hatalarm gij&niin.de tutulmasl geregi de wrguI~nmaktadlr.Omegin; (+ ve -3 den dogan istatistik -mekmjk (hatalar, materyalin kendl C14 diizendeki ha taIar, laboratuvar $artlamdaki %ahfar,mlkanirk aktiviteler ve klirnatik deEi$ider, amosfer-

deki C l4 p&nlagmasml e~kkilemektedir '. Bu tariHeme metodu, palecantropolijide, horninidlerin son evrirn a~amalmisin geqerli olmakrta ve po~unluklaprotdhistorik ve historik d~nemlerinarndkleri iizerindc denewndk.tedir. D A a e&i diinernlere ait yaqImdimlar iqin giivenil ir bir kaynak deDldir.

b) -0 d t resarmizasyom, C 'gibi fosil kemiklere ldomdan uygulannn bir tarihIcmc metodudur, ve paleoantmpoji.de, hominjdlerin erken ewb w a l a n n d a hllanilabilmektedirr IBu t m i l m n e metodunun pmsibi; opttk c&nli& olan rnaddelerin, optik etkidia ahnayan maddelere deniimesidir ve teknik olarak, resanxizasylon sihci, optilk - aktif maddenin, inaktif m a a t haline d.iiniigme sine 'ba@mlrdlr? TGm yaFaJran canblann proteinlerinde (L) amino asitleri vardir ve dIiiAniinden uzun bir siire slonra, t3rn (L)amino asitIer (gIycine harilr;) resamizayn denilen de@gime ugrarlar ve proteinsix (I31 amino asimt hahe dijn-i$iirl~.(L) ile (D) arasmdaki oran zamanla artar. I ~ t efosil kami'liIcde, bu artrgin hesaplanmasi bize yrl olarak bir kmn~oIo jik iil* w ~ b i h9. e ~ Bu metmodla,yakla~rk100.(100 yll eskiye yaglandima yapmak m m . hiin ohakla birlikte; fosi.1 ! k d l e n d e ' k i amino asitler, asi, iklim d a s . h r i , .tql-a#m PH orani gfbi faktijrFerden ebHendi@ @in,araqtmc11ar tadmdan, htiyatia kullanlImasl gerektigi ijnerihektedirm.

Q0kmi.k arij i d kayaIaruz tari'hlendiriImairrde tame1 prendp, C I4 metodunda o l d u h gibi yan yrhn hesaplarrmasiyk yya~eIde edEImesidir. Potaqwm-qonztn yan yay f 1.330 milyen ylEdrr ve 500.001) ylldan esk i yaq ~ verebihakbdir. tn (81 (01 t101

~ u t z e r 1984 , Ba& Schroeder, Carter, 1974 m a ,Schmeder. C m r . 1974 Lenggel, IS79

PaleoantropoIejide,Dogu Afrika'nin volkanik orijinal depositlerinin; Tanzania, Olduvai Bed I ' I , " tarihlendirilmesinde bu .meted kullanrlr n ~ve Afrika'nin ilk rhoinonid iirneklcrinin wiimleri hakkinda, kronolojhk 'bir siralmayr miimkun kllmxgtlr. Ote yandan, Asya'i~inhomonidleri yine bu rnetodIa tarihIcndirilmiv; Srnegin, Java'da Trinil formasyonund m qikan Hame erectus fosil iirneklerinin y a ~ a d t k . 1 ~donemle~ 1 *hak.krnda, bu yontam sapshde giivcnilir bir ya$ elde edilmivtir.

d) Fizyon izIeri tarihlemesi, kristal ya da camln biinyesinde - yagarnl silresince - uranyurn 238'in brrakmrg oldugu izlerin nurnerj k olarak say~lmas~ esasina dayahdlr, Verilecek oIan ya?, 'bu izlerin yohnlu@na; bu yo&nldk ise, niitron irradyasyonuna ve uranyurn - 235'e baghdir Paleoantropolojik apmdan, bu tarihlme yijntemi, AFrika'da Olduvai Gorge Bed I'de uygdanmr~tir.V01kani.k birikirnlerden alinan drneklel iizerinde; -kar+iIa~trrmaIz ohrak hem fizyon izleri tarihlemesi, hem de K ) A ~ tarihlane yiintemi yapllmr~ve yaqlar, birbirine yshn bulunmup tux' 14 I 5 Fazla Ismin izleri yok ettigi bilinmekte, ve ISI yanllgiya neden olm & t d r . Olbsidyen dkrntllannin tarihlenmesinde kullawlan bu metal sayaide; arkeoIoglarca 6nmIi olan, dbsidyenh insadar taraf~ndan kulIanilrnasi konusurida da iinemli ip u~larielde edilebifrnektedir. e) Faleomagnetlrm yijntaminde ana prensip; yerin mtagnetik alanx. nm yijn ve yornl.uk a~lslndansiirekl oIarak degi~mesive bu degi~irnlerin, dogal kayl'tlar b ~ d m a s r d r r . MyIe ,dei$imler, mi olarak 5.000 ydda bir g8riilmektedir. Yeckiirenin rnagnetik ~ e k i mdonemleri i ~ i nreversal , kronoloj i bilinmektedir. b e g i n , 4 rnilyon yrl eskiye dogru, Ibu degiqhIeri saptmak rniiznkiin o h y t u r ve geq Senezoik zarnan diliminde, pkimin dilzcnsiz fbkat sllr oldu& ibilimektedir 16. Bu d6nem suresince, paleomagnetik degi~irne u@arnamrg 600,000ylMan daha g m i ~bir zarnan diliminin olmadr@ goijskrilmi$tir. Palcoanagnetik tarihleme yiintemi, yine fmiller apsrndan, Do& Wriha'da h w vadisixrde, Tszrkana @lii l8 cevrmhde v5 Olduvai Gorge lg y&&lamda kuUanll.m~g tu.

".

'

Leakey, R., 1915 Leakey, R., 1975 Rice ve Walker, 1883 FIeisch~ve neslekta$Ian, 1965, 1970 . Brill pc meslekkqlan, 1864 Cox, Daymple, DoeIl., 1M7 Shuey, Brown va Crow lQ?4 ' Bmck ve Is&, 16T4 h a k e y , M lDl5

:

Do& Afri ka'da Omo vadisindeki Shongura f o m a q m ~ n d ah a KbAr, hem mde palornagnetilk aydan, ( 9 ) ad& hmonid Eosillerine 2.9 milyon -1 milyon aras~ndaya9 verebilen bu tarihleme m e t d u ara$t~nc~lar arasindn gii.venilir sayilmaktadir. a t e yandan, Turkarra giiliu ve Olduvai Gorge ~ e d - ~ v ' dyaprlm e paleornagnetism tariklemelerinin tekrarlamnasl ve jeofiziik k m o l q j i n in yeniden giiaden geqiliImesi, sonu~larmtamgllmasi aysrndan gerekli bulunmu~tur, Ozet olarak; fosil "kemfklerde uygulanan kronrxnetrik tarihIeme rnetmllar~ndan,C ( (sdiocarlbon) ve m i n o asj t resamizasyonu, insan h i n i n son a~amalar~nda; K!Ar, Eizyon ideri ve paleornagnetism farihlme rnetodlarl ise, kronolojik oIarak orra plcistosen diinemdea

"

d&a mki evrirn agarnalannda 'baqanh olmaktad~r. Relatlv ve kmncmetrik tarihlme Wntemleri, ayrl ayn dumlarda kdlan~lmalangerekli ol!dueundan, fosil 'kemikler asrsmdan her jkisi de baqwmlabilecek metodlardrr. KAYNAKCA Aitken. M. 1901. Physics and archaeology, New York Interscience. Bad& .I. Sckmedor, , R.. and Carter. G. 1974. New evldence for the anttguity of man in North America deduced from aspartic acid raeernizatian, Science

1M: 79.1

R, Price. R. and, Walker, M. 1064: The Fission-track dating of man mada &lases, J o m a l of Glass Studies VJ : 151

Brill, A., Fleischer,

-

Brock, A,, and Isaac, 6. 1974. Paleomagnetic Stratigrebphy and chronology of horninid bearing sedirnsnts cast o f Lake Rudolf, Kenya Nature: 247-344

Bufmr, K. 1 9 ~ .&vir.oment m d Archaeology, an introduction to Pleistucem geog raphy, Chicago, Aldine Atherton. Inc.

-

Cox, A., Dalrymple. G.,nnd Doell, R. 1967. Revels& of the earth's magnetic fYeld. Scientific American 216 44

-

K.,h e r , P.,19sB. Pdeqbiyokimyasd Am~t~rmdar. Anditik ArkeaIojI pp. 181-1~6. Edebiyat Fakiiltesi Yaylnlm-Istanbul [&el Say11 Anudolti Aragt~rmalan111.

Dinqol. A,, Dfnqd.

(20)

Gromme ve Nay, 1953

(21) I-, [223

1867

Mussett, RellEy, Raja, 1M5

Fleischsr, R.,LeaJrey, L,,Prim. P. and Wnlker, R. 1985. Fissiontrack dating of Bed I, Qlduvki Gdrge, C u n ~ n Anthmpology t 6 141 - 389

Flehcher, R , Prfce, P., and Wallrcr, R. 1970. Quaternaq dating bj the FIssinntrack technlque. In Brothwoll, D., Hiegs, E. oditars: Science In archaeology, New York, Prwger Publlshors. Inc.. pp. 62 -78

G r o m d , C, m d Hay. R. 1983. Magnetizlrtfon or basalt, Bed I, CTlduvai Gorge, TmgmtEka Nature 200-560 Hola F.. and Beizer, R, lB73. An introduction ta Prehistoric archaeology, edd. 3 New York Holt, Rlnehart a Winston tsaac, G. lW7. The stratigraphy of tha Pminj Group-Early Middle Pleistocene for mation West af Lnke Nat~nn.'l'anzania, In. Bishop. Mr.,and Clark, J. editors : B~clrroundto evaIutjan in Africa Chicago, Univ. of Chicago

P~VSS, Lcnlrey.

M. 1075.

.4 ~ u m m w yand discusstan of the archeologicai evidonco from Bed I asld Bed IT, Oldurki Gorge, Tantanin. h I s m , C.,nnd McCown, E., editors : H u n ~ a no~~lgins : h v i s h d c y and East A f r I c m evidence, Menlo Park. Callf. t V . A. Benjamin Inc., pp. 931460.

Laal~ey,R, l975. Evidence for an advsnced Plio- Pleistocene horninid

from East Ru-

dolf. In I s m , G., and , MvCmvn, E., editotns: H u m n origins : Louls Leakey and the Ewst AMca evidence. Menlo Pmk, Calif- W. A. Benjamin, Tnc, pp, 343-352 Lengyel, I. A, 1079. Blond group Djstributinns. Preserved Genetic Informations, in some Early HungaxIan Middle Age Cemetcrics Journal of Human Evolution Vol. 8,no. T nov. 1979 pp. 81g-723

Libby, W. 1855. Radio-carbon dating, Chicago. Univ, of Chicago Press.

hlussett, A,, neilly, T.,and Raja, P. 19651, P~leomagnetismin Ewt Africa. In East African Rirt System : Report of the Upper Mantle CommUtee-Unesco Seminar. Nait-ob~19133 Nairobi Vniv. Collogc, Part 11 pp. 83 - 94. Oakley. Ii.

ram. The Pi-ornlem of man's antiquity: an historical Surbey, Bulletin of BI-itisb Museum i N a t Hit;toryl Goobgy 9 - 155

Onl.Bu baglamda bk Bme!k olardk, Trakya yijresindeki kazilacda bulunan goma donemi camlar~ninBat1 Avrupa ve ijzellikle Koln yoresinde bulunan Roma donzmi camlarina benzerlikler gostermeleri verilebilir 4. 1. W. B. HONEY, Glass. London: Published under the authorities of the Ministry d Education, 1946, 20- 21, Lev. 1 11.

-

2. y. e. a. y. 3.

B. VELSE, Chemical Composition of Some Gallo - Roman Glass Fragments

4

from Western France. hrchaeometry, 22/2, 19SO., 183-187. S. EYfCE, La Vemrie en Turquie de L'bpoque Byzantine a l'epoque Turquie Annales du 4s CongrBs des JournBes Internationales du Verre., Revanna - Venise 13 - 20 hbi 1967, Gdge., 162 - 163.

-

Roma donemi cam buIuntulari isin tarihlendirme, yine kaplann bendi ozelliklerine gore ~degil,buluntu yerinin tarihlendirilrnesine uygun olarak yap~lmaktadlr.B~uluntunun~ i k a r ~ l dyap1 i ~ i ya da mezann tarihi, veya mimarinin de b a ~ k averilere, ornegin paralara dayanarak tarihlenmesi, cam malzemenin tarihine de igik tutmaktadxr. Camlarin kendi baglanna tarihlenememesi yukarida dieginilen stil birligi ve devamlili& ile ba@mlidzr. Roma doneminde, ba~langiqtatiim lozellikleri ku~kusuzihtiyaca uygun olarak bi~imlenencam kaplar, yaklagik iigyiiz yll boyunca bigim, renk ve yiizey siislemesi a~isrndanbelirgin degipimlere ugramamq2ardlr5. Stilistik degigimler soz konusu olunca da bu tek bir yoreye bagh kalmamig ve gerek fikirlerin, gerek objelerin taglnmasi, ,gerekse sanatplarin bir merkezden digerine gidip gelmeleri ile yenilik her yoreye kisa siirede dagilm~gt~r 6. Yukanda Bzstlenen ?gene1SerGeve, Anadolu'da Roma donemine ait ve giinliik kullan~rnasmirli cam buluntularin de~erIendirilrnesinde,gorsel bzellikler ve stil kritigiyle baii;imli karglla$t~rmallgali~maIarintar& ve menSe sorunlarina sagllkll ve kesin yanltlar getiremedigini gostermektedir. Giderek bu1untuIarin teknik ve rnalzeme ozelliklerinin saptanrnasina yonelik ara~tirmalaringerekliligi ortaya qkmaktsdir. Yine giinliik ;kullanim igin iiretilmiq camlarda sorunlarin irdelenmesine devam edilirse, Sard kazilarindan pkan buluntularin daha farkl~bir go1.riintu verd3kleri goriiliir. SardJda, cam iiretirninin Erken Roma Idiineminden ba~liyarak~OrtaBizans gasina kadar kesintisiz devam ettigi buIuncularla kanitlanabilmigtir7. Bu kazidan pkarilan nkase, gige, matara ve k i i d 'goz yaqr 9iqesi' ~iirlerininsayisi ve bi~imse1qe~itliligiyamsira, farkli nitelikte iglikler araslnda cam iiretilen i~liklereait kitabelerin de bulunmasi, aragtirmacilara burada yogun bir yerel cam iiretimi bulund u m a igaret etme ve cam buIuntuIar1 kitabeler iglgmda tarihleme olan a b vermiqtir Goriildiiw gibi iiretim rnerkezi ~kesinlikle biIinen bir yerde dahi, tarihleme yine de malzemenin ken& belirgin ozellikleri ile bagimli degil, bulunan yazrll beIgeler 19iEinda yapdabilmektedir, Roma 'donemi cam buluntularl i ~ i nilk bahvta dikkat geken sorunlar cbir kenara biraklllp, kronolojik bir ilerleme ile AnadoIu'da Ortasaglars ait, siraslyla Bizans, Selpklu ye Osmanli k3tiirlerinin i i ~ n l e r i n e 5. W.

B. HONEY, a. g. e. a.y.

6. y. 6.

7.

y.

C. FWS, Byzantine and Turkish Sardis, Cambrigde, Mass. : Harvard Un. Pws., 1876.,43, 75, 97.

bak~labilir.Ozellikle Bizans ve Selpiklu donemleri isin say1 ve bilgi arpIar~ndanEazla bir geli~rmeolrnamakla birlikte, giinIiik kullanlm ilin iiretilen camlar yamslra mimaride kullanilanlara ait ibuluntulariJ yine belirli sinlrlar i ~ r i s i n d eincelemek olasidlr. Anadolu miizelerinde, giidiik akdlanim ya da vdinsel ama~lardakullanilmak iizere iiretilmig, sozii edilkbilecek nitelikte, Bizans cam] sergilenmeniektedir 9, Pencerelerde cam kullanildl~inatanikl~keden ornekler ise birkag yaplya ve kii~iikpar~alarhalinde hrilmlg orneklerle sm~rlanrnsvktadir. istanbulJda Zeyrek ve Kariye Camilerindeki k a z ~~aligrnalarislrasmda, bu yapilardaki vitray pencerelere ait olduklarl saptanan cam buluntular incelenmi~ve degerlendirilmigtir lo. Yapilara ait kazl raporuncta agik~abelirtil(di& gibi, parqalar iizerinde malzeme ve teknik iqin analitik ~ d i g m ayapllmamq, buluntular yaln~zcagorse1 niteliklzri ve bunlara dayarian kargllagtimalr qaligmalar lpglnda degerlendirilmi~tir.Kar$ila~tirmall qaligmalar, birincisi 'kullanilan renklcr ve boyama yontemleri, ikincisi de resimlendirilen dinsel konularln ikonografisi olmak iizere iki yijnlu, tarihlendirme de bu iki kritere bag11 olarak yapilmi$t~r". Kargdagtirmah qahyrnalar igi&nda, Zeyrek ve Kariye camiIerindeki vitray pencerelere ait buluntularin Batl'da 1204 tarihnden once yapllan vitray pencerelere benzerlikler gosterdikleri, ancak genelde cam yaplrn teknolojisindeki ozelliklere ve ozelde kullanlIan renkler ve renk tonlannln yo&nluSuna dayanarak ise qok daha erk~enbir ltarihe ve y a k l a ~ ~ k1124 civarlna tarihlenebilecekleri gorii~iigeli~tirilrnigtir12. 'Bu degerlendirmeyi izlwen g~riiqise, Bat1 mimarisinde kulanilan vitray pencerelerin rnenge olarak Bizans'tan ~kaynaklandiklarive fstanbul'da geli~tirilenvitray yaplm teknolojisinin giderek Bat1 mimarisine de geqtigi yoniindedir. Yalnizca gijrsel degerlendirmelere .dayanan bu fikirler, yine f a f k l ~merkezIerde iiretilen camlar araslnda ili~kilerkurmalkta, sanat, sanat iiriinii ve sanatp all? veri~iile teknik ve stil oaelli~klerinin tagindig~nai ~ a r e tetmektedir. Kanlmlzca bu goriivler, ancak cam buluntularin yapirn malzemeisri, yani cam hamuru ve renklendirme rnaddeleri incelendikten soma, daha temel verilere dayanan benzerlikler ve ayricaliklar saptanabilirse kamtlanabilecektir.

-

-

a. S. EYICE, & g. e., 166. 10. H. S, MEGAW, Notes on Recent Work of the Byzantine Institute in fskmbul, Dumbartw Oaks Papers, 17, 1963., 333 -371 11. y. e., 363-364. 12. y.e. a. y.

64

Ortasag'lara ait $kazilarm1wlig1 diger malzemede o1duB gibi c m malzemede ide bulmtu azhzmn baghca mdeni gibi goriilmektedir. Seyrsk olarak sikarllan cam bduntularm bir b~liimii,erken f slam caanlanna benzerlikler gostemelerine dayanar~k'ithal mall' olarak tanlmlamken j3, Kubadabad hazilar~ndan~ l k m az saylda cam buluntu ise Sel~uklu doneminde gerek giinlfik kullanm, gerekse mimaride ~hllanllmakiizere cam iiretildigine zanikllk etmi~tir 14. Ancak, Bizans diinemi orneklerinde o l d u g gibi, bunlar da iiretimin varl~gimkamtlamakla kalmakta, kapsarr:l i ~ i naymtllr bilgi verememektedir. Buna k a r ~ m ,Osmanl~donemi gerek buluntu saylslnm artmasx, ge~ekse camcilmn ~zligma$erleri ve orgutlenmeleri konuIannda az da olsa biIgi bulunmasi ile iizerinde tartigllabilecek bir ortam olu~turrndktad~r~~. Simdiye kadar, Osrnanll camlarl iizerine yapilan arqtmmalar, gorsel citeliklerin incelenmesine ve degerlendirilmesine dayandlnlrmg ve tar txgmalar 'buradan rkaynaklanmigtlr. Gorse1 niteIiklerine dayanarak Osmanli donemi cadarr. kur olarak :diiz, rertkli ue billur cam', iiretilen mamul olarak 'liiks egya, (giinltikkullan~mcgyasr, nakis11 camlar ve pencereler igin ,firlii yassl camlar' olara'k slmClanrn&'tadlr 14. Yine g6rsel s. teliklerine dayanarak, giinluk ~ldlanim5sin uretilenlerie, liiks eSya olarak iiretilenlerin biqim, renk ve susleme ozeIltkleri i k r i n d e d u r d m u ~ , i$ev ve iiretime iligkin bilgiler yazh ve resimli belgeler yardmyla derlenebilmigtirI5.Biidiin bu yoderiyle segitlerneler sunan Osmanll camlari de$rIendiriIirken, ba~langrgtacam buluntular i ~ i iiki n temel sorun olarak ele aldi&miz m e w ve tar& sorunlarx, belki de henamankinden ~ o k dnern kazanmaktadir. Menqe konusundaki tartqmalar, Osmanll cam1 olarak ' t a d a n a n ririirriii ne lkadarmln yerel iiretim, ne kadarlnm ~dlgarldzngetirihig veya ozel siparigle ,dlgarida iiretilmig o l d u h ~konusunda ~o&dagmaktadir. @gltli belgeler ve bahk gemi buluntular~,15. ve 16. yiizylllarda istanbul13. D. S . RICE, Medieval Harran, Anatolian Studies, 2, 1952, 71 -73. 14. M. CINDER, Selguklu Devrine ait bir Cam Tabalc, Tibk San;atz Tiasihi Am@*ma ve incdemeIeri, IT, fstanbul, 1969.,1 2. K. OTTO -DORN - M. O N D m , Kubadabad Km~lanon Raporu, Tiirk Arkeoloji Dergisi, 14, 1967. K. OTTO-DORN,Bericht ijbed die Grabung in Kcrbadabad, 1966, ArchloXogischer Anzeiger, 4, 1969.,480. 15. S. EYCE, a. g. e., 162-182. F, BAYIUMOGLU, Tiirk Cam Sanatl ve Beykoz i$~e.si,Ishlbul, 1574. N. BAYXAKTAR, istapbul Cam ve Porselenleri, kbbul, 1982.

-

Venedi'k araslnda cam a119 verigi bulunduknu kanitlamaktadlr. 17. ve 18, yiizy~llardaise Venedik'in yerini Bohemya ve diger merkezler a l m ~ g tr14 Tarih konusunda ise ozellikle mimaride, haki~11pencerelerin iiretilmesinde kullanllan camlar~nltarihlenmeleri b a ~ t agelen bir sorundur. Carmn ~ a b u k.lunlan bir malzeme olma ozellig yanislra hadolu'nun ve b a ~ t afstanbul'un tarih isinde ge~irdigisayslz z~elzelelerldiiviiniiliince, Klasilr O m d doneminden zamanrauza kadm Sdtan kiilliyelerinde ve ~ e g i t l digex i yapxlardaki pencerelerin acaba k a 'kez ~ yenilendikleri sorusu &a gehektedir. (Xinkii onanlan pencereleri stilistik verilere ve k a r ~ i la?tlrmaIara dayanarak ltarihlemek ve donemlerini saptamak zordur. Pencereler baaen o m l d ~ k l a rIdonemin i stiline uygun olzrak ele almmi~, bazen de ilk diinem ozelliklerine uygun olarak yenilenmigtir. Giderek, Osmanli donemi cam buluntularl lda yukarlda Roma doneminden ba~liyarak~hsacaozetlemege ve vurgulamaBa sahgtlii;~rmzsorunlarr yinelemekte ve caan buluntularl yalnlz gorse1 niteliklerine dayanarak de&rlendirmenin ;kimli,klerinit d a m a g a yekrli olarmyaca&n~gosterrnektedir.

Metal, ,maden, +ap, olbsidiyen, sermik bdmtular giibi, cam bdmtularln da temel bilimlerin yardimiyla incelemleri olasidlr. Boylece, yukar~da~ o genelde k tanxmlarnaga tpligtrglmrz we biraz da carmn kendine ozgii niteliklerinden kaynaklanan sorunlara daha sa~likli~oziimlergairilebilmekkdir. C a m temel bilimlerin katkrsiyla incelenmesine yonelen aragtrrmalards?, cam Hamuru kompozisyonlar~,dolay~slylamalzemenin hazlrlamgrnda lrullanilan barn maddelerin tarumx, renklendirmede kullanilan maddeldr, cam h a m m u n tiimiiniin mii renklendiri1diii;i yoksa rengin yalnlzca yiizey lboyamasl olarak ml 'tatbik edildigi, biqimlendirme teknikleri,

-

16. S. EYfCE, a. g, e., 174 176.

F. BAYRAMOGLU, a, e. g., 12- 16. N.BAYRAKTAR, a. g. e., 20. R. 3. CHARLESTOSTON,The Import of Venetian Glass into Turkey : sixteenth and eighteenth centuries, The Conoisseur. May 1966.,16 - 18.

R. J. CHARBESTON, The Import of Glass into the Near East., AnnaIes du

3e Congr8s des dournkes Internationales du Verl-e*, Damas, 1064., 1x3- 168. I). BAKTRER, Ottoman Glass Manufacture and Venetian Impacts, Europa und die Kunst des Islam, xxv. Inten~ationaIei-Kongress Fuer KumtgeschicImtP CIHA, Wien, 1983., 147 - 157, 211 - 214.

h ~ d a m ayontemleri ve firm atmosferi, cam mamullerin ylpranmasma, bomlma ve o n a r d a r m a ili~kinsorunlar saptanabilmektedirt7. Cam harnurunun kimyasal analiziyle kiitlede yapxsal biitiinliik ve uygunluk (homojenlik), aragtlrdabilmekte ve boylece belli bir zaman dilimi ve belli bir kiiltiir gevresinde cam hamuru kompozisyonunun ne kadar deii;:gti@,veya maaulun endiistri riiretimi ya da sanat ih5ini.i o l d u a saptanabilmektedir la. Vine kimyasal analizlerle cam hamuru hompozisyonundaki bile~ederintayini ile yoresel ozelliklere igaret edilebilmektedir. onegin, 'bilegimde hKur~un Oksit kullamhp Irulldmadi&, ya da re&lendrime maddesi olarak Btiklr Oiksit ve KobaIt Oksit oranlan da *resel Earkllliklara igaret redebilecek bilgi verebilmektedir. Arkeometrik araqtirmalar1n sok kuqii3c ijrnekler iizerinde bile uygulanip so nu^ verebilmesi, tizellikle ~ o lkii&k k pargalar haIinde r h r d m ~ olarak zamanimiza uIa~ancam b u l m t u I m de~erlendirilmesineolanak verecektir. Anab~lu~daqqiltli ldijnecmlere ait c m Ibuluntdam a&eom& ara~tlrmalarla.de~erlendirihnesive ozellikk cam harnuru bile~enlerinin tayini, farkli donemlerde bileqenlerde bir 1degi~ik1Lk olup olmad~$jnnsaptlyatag~gibi, yerel iiretim ile dqandan .geldikleri san~lanya da &$andan geldikleri kesinlikle bilinenleri de ay~rtetme olanaa verecektir. Bu tiir aragtlrmalar, mirmaride k.ullam1a.n cmlarda da uzgiin timelklerle, &a g e ~ dijnem onar~mlarinaaittolanlarl aylrt erne olana$ji verecektir. Giderek, Siileymaniye ve Sultan Ahmet Camileri ve Topkap~Saraylhdalci nak~qlipenoerelerden hangilerinin yapinin ilk donemi ile ~agdagolduklan sorusu belki de yamtlanabilecektir. S o n q olaralk ar'kemetrik qabpnalar kapslmma cam bulunrtuIam da katllmas~mnbu konuda ~ a l i ~ a n l a qok r a lijnemli i p u ~ l a nverecegi kamsryla b a ~ l a n ~ belirttigimiz ~ta Gneriyi yineliyoruz. 17. Cam konusunda, Arkeumetrik aragt~rms1a.ni ~ e r e nyaylnlardan baum %a&-

da s r d a n m ~ ~ t: l r E. R. CAL;EY. Analysis of Ancient Galsses, 1970- 1957, Coming : Corning Museum of Glass Monographs, I, 1957. G.MOREY - N. L. BOWEN, The Melting Relations of the Soda - Lime - Silica Glasses. Transactions of f i e Society of Glass Tedmology, ix, p. 226 -284. E. V. S A W - R. W. SMITH, Compositional Categories o f Ancient Glass, Science, 133, 1961.

W. E, S. TURNER, Studies in Ancient Glasses and Glass Making Processes, Raw Materials and Melting Processes, Journal of t h e Society of Glass Techno lo,^, XI, 1956, 227- 300. R. H. BRILL, The Scientific Investigation of Ancient Glass,Proceedings of tlze %ght International Congress on Glass, 1968, 1969, 47-68. G. A. COX - A. P O W , x-Ray Fluorescence Analysis of Ancient Glasses: The Importance of Sample Preparation, Arckaeometry, 19/1, 1977, 45 - 54, B. VELDE, a,g. e. a. y. 18. y. e. a. y.

67

BAZI FRIG MALZEMESINE UYGULANAN K~~MYASAL ve ~f ZIKSEL ANAL$ZLERIN f L GNC ~ SONUCLARINDAN ORNEKLER Arkeolojik yorurnlan gorsd incelameye ve analojiye dayanan s o nu~la;rul,bazen yeterh olmadi@, fen ve doga bilimIerinin ;yarr=2lmz ile daha saghkll degerlendirmeler yapllabileceij gw~eii;inden,giderek baa Frig bduntular~iizerinde apkeometrik qahgmdar yapdd. Fiziiksel w 'kimyasal analizlerin ortaya koyduii;u srnu~1am.nb d m b u m igin IbiIgilerimizi etkileydbkek veya kesin sonuqlara ggiitiirdbilecek ek bi18gileriverem&ken, 5azilan arkeolojik yorusnlarIa seliykiler gijsterdi. Boylece ldaha lijnce yapllrni~olan yorumlann yeniden gozden ge~irilmesininzorun1uluij;u rortaya ~ i h a k t d r r . Yapilan arkeometrik gall~malardansonra gerek daha Gnce yaymlan!ml~olan gerehse b i z h iizerinde rpllqti&mlz Mara'ddki 3. Tiimii. liis'iin malzemesini, arkeolojik yanilgilara d&a fazla neden olmamasi isin, tartiqrnaya ar~makyararIi lolacaktlr. Bilindig gibi 1948- 1968 yilida Orta Do& T61cni'k universitesi Ord. Prof. Dr. Ekrern AkurgaI'in ba$kanli&nda, Ankara Frig nekropoliinde kazllm yaplrmTtir. Daba once 1893 ylllnda Ohantre', 1925'de Makridy beyZ,1932:de Dr. Hamit Ko?ay3, 1945'te Prof. Dr. Talhsin ve MAmut &0k4 t a r a h d a n bu n ~ e h p o l d eyapllan Ikazilarda &an m d m e iizerinde arkeolojik incelemder yaplIm17 ve yaynlanm~gt~r. 0.D. T. U. tiimuliisleri !diye adlandlrdlj$~mlzFrig tmezarlanndan 51kan .maIzerne iizerinde {qk-ndiyekadar arkeometrik qallgma olarak, tarihI a M q e yilij,neI& Ci4 ve ~dendxolkronolujiyaniswa maden kapdam ya(*I

Doc. Dr. Sevim BULVC Orta b o b Teb2-s Oniversitesi

I*)Aaaliz sonuqlan qizelgesi ve Resimler Anatolian Studies 1982'de yaymlanrmg-

tlr.

- Chantre, E., 2 - Makridi, T.,

1

(18931, Mission en Cappadoce 1893-94 1983-94 s. 68

(1926), ilm t 3.B -

17.G.41 no . Lu çocuk

17.G.21 no . lu çocu k

. 121

l\cshtı> ı.C _

11.G .z3 DO.

ıc çOCUk

Rosim . 3.D _ 11.HZO DO. lu. çocuk

122

Resim . 3.1::. -

J\eslın .

3.1 -

Mf no. lu bebek

lS.J.22 DO. lu bebek

123

i

\,

Resim , t .A -

16.J.22 no . lu beb ek 0 .82 VILI/ 1 2 + 3 CF Batı du ya n

Rnlm i 4.8 -

124

AD

mekAnı

• .0.81. nF. 23t no. hı b ebek

Resim: 4.C -

O.Sl AU

Resim , 4.0 -

D.Sl AZ

mc lu\nı 17.0.21

m ekanı

no.lu çocuk

17.G .41.1 n o. lu çocuk

125

Re!>lm. 4.E -

O.SI BB 12) 17.G.iU no .lu çocu k

Resim . 4.F -

126

0 .82 lXIg 17.H .20 no. lu ccc u 'k

Re!'im: 5.A -

0 .82 IX/k 11.H .JS n o. lu çocuk

Res im

i

5.B -

11.G 47 no . lu çocuk

127

Resim i 6.A -

Byblosı

RMlm , 8.B -

128

Lü b nan (K alkolit1k

çağ)

By blCt9: Lübnan IKalkoli tl k

çat ı

= -

; e

.-N2

w A

N

-c OC -c

Z W cı

ll.

"--c

! Z ! N ::IQ 3 !) "3 .

Res im : 7 -

Baş

deformasyonu

coçaf'ı da tılımı

129

Resi m , 8 -

130

Mnnııbeıuıu

anne ya

ço cu~ IKon ı;o l

KLAZOMENAt tSKELETLERiNiN ANTROPOLOJtK VE DEMOGRAFiK iNCELENMESi Erksin GtlLEÇ • Klazomcnai, İ z mi r .in Urla İ lçes i sınırları içinde yeralan antiık bir merkesidir. Bu bölgenin Eski Bronz Çağı'ndan beri İskan edllbilinmektedir.

yerleşim di ğ!

Klazomcna1 arkeolojik kazılan 1979'dan beri Ege üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyeler inden Doçent Dokto r Güven Bakır ve Doçen t Doktor Tomı-is Bakır tarafından yürütülmektedir.

Bildiri konusu olan iskeletler nekropol alanında 1979·1982 Bize iskeletleri inceleme veren s ayın kazı heyetine teşekkür ederiz. arasında yapılan kazılardan çıkarılmı ştır.

yıllan

fırsatı

Iskeletterin çıktığı n ekropol alanı M. Ö. 6~5 . y. y.'a tarihlenmekte-

dir. Klazomerıai sözkonusu dönemde, Batı Anadolu'nun önemli yerleşim yerlerinden birisiydi. Bu konumundan dolayı de ğişik kök enlere sahip insan gruplarını b arındırmaktaydı. Aynca bu d önemde Pers istilasının bu yöreyi etkiledi ği de bilinmektedir. nedenlerden dolayı ki bunu elimizdeki iskelet veril ert de bir ölçüde kanıtlamaktadır. Klazomenai halkı, insan tipleri aç ı s ın dan heterojen bit yapı gösterir.

Bu

Nckropol alanından pek çok s ayı da lahit ve nmfora mezar açığa çı­ Amfora mezarlar ölen bebekler için kullanılmıştır. 5 ve 6 numaralı iskeletler bulunan tek phhostan birlikte çıkarılmıştır. Lahit ve amfora mezarlar birçok seviyede üst üste bir konumda ele geçirilmiştir. Lahitlerin çoğu basit bezeklidir. üst kenarJ annda yılan ve meander motifleri vard ı r. Daha az s ayı da olmakla birlikte, özenle işlenmiş, çeşitli figürlerle b ezenmiş lahitler de ele geçmiştir. Bu lahttlerin 30 -40 yıl öncesine tarihlencn daha eski bir dönemi t emsil ettttği baft rlerince belirtilmektedir. karılrmşur.

Klazomcnai'de nekropol dışında, Urla İs kel esi'ne hakim tepelerde tümül üsler bulunmaktadır. Bazı araştırıcılara göre bir tepede birden fazla c·)

Doç. Dr. Erksln GOLEÇ. A. O. Dil ve Tarih Coğrafya. Fıı.k.Qltesi Pa1.eoantropoloil Anabilim Dalı- Ankara.

131

tümül üsün varlığ ı . bi r birle riyle akrabalik il i ş k ile ri olan ki ş ile rin aynı tep eye gömül mü ş olab ilecekle rini dü şündürme kted ir . Elimizde bu tümülüslere ait iskele tle r de bulun s aydı ne kr op olden çı k a rı lan iske letlerle k arşıl aş t ırı l ma ların dan belki de çok ilginç so nu çlar elde edi lebilecck ti. Ne yazık ki bu ola na ğa sahi p değili z . Tebli ğ imiz e konu olan iskc let lertn s ay ıs ı 19'dur. Ancak ıı tanesinin , kafa ta sı mevcut olup bu nlardan da 3 ta nesi iyi ko runamamış t ır. 35 No. lu lahitten ç ı karı lan iskelet hamile bir 'ka dın a ai ttir. Bu b ireyin , hamileli ği­ nin 5 ya da 6. ay ında ö ldü ğü anla şı lmaktadır .

Şimdi ye

ka dar

çıkanlan

iskelet

say ıs ı

ne

y azı k

ki

Klazorrıe nal ha lkı­

nın demogr afi k ya p ıs ı için kesin yargıya elvermeyecek ölçüdedir. Ancak

önüm üzdeki yı ll a rd a hckropol ka zı jan nı n devam edeceği hafirlerince belir tilmek tedir. İ leride yapı l acak k a zı lard a dah a de taylı bir a raştırınayı mü mkün 'kı l ab il ece k say ı d a iskelet çıkaca ğını ummak t ayı z. Elimiz deki matery a l dah a sonraki çalışmaların b aşlangı cı o lması ve Eski Anadolu - ôzcllikle E ge Bölgesi' nin es ki halkl an nın - antropolojik yap ısının ortaya ç ıkarı lması açı s ın d an oldukça önemlidir. Elimizdeki 19 iskeletten 16 sında cins iyet saptanması mümkün olmuş tur. Cin siyeti sap tanab ilen 16 Iskele tten 8 tanesi kadın l ara, 8 tanesi de erke klere aittir. Tüm grup için yaş er ta lama sı 34 - 35 ola rak bulunmuş tur. Serinin büyük bi r ço ğuu luğ un u 40 ya şın a ltı n d aki genç b ire yler oluştu rmaktadır . Ya ş tayini yapı l abilen 16 bi rey de n II tanesi 40 yaşın alt ın d ad ı r. Günü müz t op lu m ları için bu yn şam silres i k ı s a olmakla birlikte , o dö nem için o la ğa n b ir durumdur. Iskeletlerde Ilt ihapla nm a so nu cu oluşan hastal ıkların önem li oranda bulunmas ı hi jyenilc k o şulların yet ersiz' ol duğunu ak la getir mek tedir . Bu da yaş ortal a m a s ın ın dü şük o l m as ı­ nın önemli nedenlerindendir. Kadın l a rda yaş ortal ama sı erkeklerde n daha düş ü k tür. Şöyl e ki : Ka dınlarda 33.9, erkekler de ise 36.7'dir. İ s k el e tle rdcn bir tanesi 13- 15 ya şl ar ı n d a bir 'k ız çocuğurta ai tti r, İs kcl ctlerl n uzun kemi kl erinden sap tanan b oy uzu n l u ğu 145 ve 167 cm. ara sında d eğişmek t ed ir . K adın lard a boy u zun lu ğu 145 -160 cm . iken, er kek lerde b u say ı 153 ·167 cm. acı sında deği şmektedir. Ka dın l a rd a boyartal ama sı 151 cm. , erkeklerde 161 cm . olara k hesaplanmıştır. Dişler i n incelenmesi sonucu , sözkonusu dönem de yaşamı ş hal kın oldukça sa ğlıkl ı b ir di ş ya p ı sın a sa hip o ldu ğu anl a ş ı lmak tadı r. Di şlerde çüriik oranı tionderece az d ır : 173 d i şt en 9 tane sinde diş çürüğü mevcuttur. Bu sayı tü m seri için % 5.2 olarak h e sapl anmı ş t ır. ölüm önc esi diş kaybı 8 adettir ki % 3.7 oran mdadır. Alveol kaybı ve çürük dışında periodontal bir h astalık s aptanmamıştır.

132

Di şl e ri n sağlı k lı yapı sı k u ş ku su z

beslenm e rejiminden kaynakl anm ak ı ad ı r . Beslenme rej imIeri nin da ha çok den iz ürü nlerine ve sert gı d a m addelerine ba ğlı ol d u ğu nu d ü ş ü n mck teyi z . Çürük o ranının az ol ma sı b u i n s a n l a rın diyetlert nde k arbonhl dra tl ı ve şe kcı- ll bcs lnlere fazla yer vermed iklerini d ü şün d ü rm ek ted i r. Diş l e rd e a şın ma mevcutt ur. Bu a şı rı­ ma baz ı bi r eylerde ileri der eceye u l aşma k t adı r . PATOLOJI :

Klazom enai iskeletlerinde görülen kemik grupta to playab lltr iz :

pa to loj ileri n i

b aşlı ca

3

1 - Daha çok ya şl ı l rkta görülen ve dah a sıklıkl a da omur lar da ckstra kemi k büy ü me leri o larak adlandmlabilecek ostcofitler. 2 - Kem ik i li ği ilü habr ( osteomlyellt ) ve kem ik zar r ri ost it) son ucu ol u ş a n kem ik defor mi tclcri. 3kusu .

Kı rı k ların lyi le şm e si

Patolo ji

ve

ka yn a m ası

b u l gu l a rın sa ptan dı ğı

iskeletler

ile

o l uşan

Il tl habı

( pe-

yeni kem ik do-

şun l a rdır :

No. 16: ( Er kek - eriş k in ) Fibula . Orta ve iç k ı­ sım da çap raz l a masın a değ i ş i k re n kte bit kem ik dokusu gözlenmek ted ir. B ı' görün üm eski bi r kınğın ta m ir e dilm i ş olm a s ı n ı düş ü n dü rmektedir. ( Res im : l )

İskclet

(Res im : 2) Ayın bi r eye ait tib ia : K e mi ğ i n ön yüz eyinde belirgin bir elefo rm ite göze ç a r p ma k t a dır. Ost coml ycll t sonuc u normal kemik dokusu b o z u l muş, iltihabi du ru mu n iyl leşrrıes t sonucu kemi kte değ i şik renk ve görünü m de bir tam ir dokusu ortaya çıkmı ş , anc ak ke mlğ t rı bür ünlüğü bozul rrı a rn ıştır.

( Resim : 3 ) İske le r No .4 : ( Er kek - erişk in) Fibula. Kem ik tc, değ i . mi k rob lk en fc kstyonlar sonu cu olusa rı ostccmlycll tin neden o l duğ u iler i derecede dcformite ve yer yer kem ik erimes i gözlenm ekt ed ir. ş lk

( Resim : 4) Isk elet No. t2 : ( Yaş ve cinsiyet s a p tanam adı) 'Ti b ia . alt uç 'kıs mında bel irgin bir si şllk göze çarp muk tu dır. Bu d eği­ ş ikliğin patoloj ik b ir duru m ol ma dığı m . ren k değişik li ği n in o lm ama sı ve kemi k lam eller in in b üt ünl ü ğ ün ü n ko ru nmuş ol ması n da n anlayabil lycruz, Ka s l a rı n kcm iklc rc yapr şn ğr yerlerde bu şe kilde bir şi şk in liği n geli şe bile­ ceğ i düşün ü lü rse, b u du r umun b ir doku varyasyo nu ol d uğu söylene bilir. K c ml ğl n

i 'l

Bulautarm septa n mus mda s n es t

OM,Teli ın

gö r ü ş ler i nde n

Üyele rinelun Pro f'.

Dı"

y ar-ar-landıgrrrnz

T urun KUT KAM'u

Hacett e pe Üntve rederiz,

teşekkür

133

(Resim: 5) İ s kel e t No. 15 ; 'Ifb ia. (Erişkin erkek ) K c mi ği n orta ön yüzeyde ya k l a şık b ir nohtıt büyüklüğünde b ir kab artı göze çarpmak tad ır. Bunun dışında k emik yap ı sı ve dokusund a b ir bozukluk yok tur. Du du rumun kem lği n b ir travma sonucu zedc lenmes in dcn or taya ç ı ktı ğ ı . b aş ka b ir deyişl e per iostun herh angi b ir darbe son ucu zedc l cnrrıe­ sinir. yol açt ığı stimü lasyo nla ol u şan yeni 'kemik do ku su ol d u ğu beli rlenkısmında

mi ştir.

(Resim: 6) Ay nı b ireye ait sırt omurları : Kemiklerde ileri derecede osteofh lk değişikl i kle r mevcutt ur. Bu ol uşu m b ir ost eoartiriti s sonucu meydana gelm iştir, ( Resim: 7) İ skele r No. 10 : ( Eriş-k in er kek) S ır t omu rl aı-ı : Bu bireyde ostcoa rttrl tls dah a ile ri bir a şam a dır. Terakal omu ı-lar m ventral y üzeyinde gaga ş ek li nde b ir o st eofit ik değ işim sözkonu su dur. Aynı

bire yin

kafat as ı nda

metopik sutur ta mamen

cçı k t n- .

Klazom ena l h alk ın d a ç ôrrıel m c fasetler ine de r as t l a rı m a k t a d ı r , Bu arıatom ik özellik, Klazomen ai Antik ye rle ş im yerinde M. Ö. 5 ve 6. yuzyıl d a yaşamış bi reyler in çömel rne a h şkan lı ğ ırıda oldu k la nnı göste rmektcdir. Pase tler k a d ınl ard a erkeklere oran la biraz dah a s ı k t ır . Tüm grup için bu değer % 2S'e ulaşma k tadır. A n a dolu'da bu alışka n lığa Sardie -Roma ve Gordion-Rorna halkla rın da da ön emli ölçü de r ast l anrrıaktadır. Url a-Klaxomenai iskele tlerin in

çoğ u nl u ğ uını

Alp in

ırkın

temsil cileri

olu şt u rmaktad ır . 12 karat aşından 7 tanesi bu ı r-k a ait morfolojik özell ik.

lerc sahi ptir. Örn eğ i n 6 no. lu iskelet bu u-k ın tipik temsilcilerinden b lri dir (Resi m 8 ve 9). Akdeniz ı r kı mı ait bireyle r genellik le bu ı rk m nar-in yap ıl ı grub una girmektedirler. Ancak 8 No. lu Iskeletre Eurafrlkan özelırkler i de bulu nm akt a d ı r ( Resim : lA).

134

nestm •

1

Rt'sim , 2

Hestm , :1

135

Resim ı

4-

Rc~ iın , l), -

,~

._, - '

K, ı.. z

136

Resim ,

8 -

. i

n estmi a

Re.;lm l 9 -

Resim ı

ın

·- ......

.,

c-

-

137

MARMARA BÖLGESİNDE KÜLTÜR TARİHİ İLE İLGİLİ BAZI SORUNLAR VE BUNLARIN ÇÖZÜMÜNE JEOMORFOLOJİ ARAŞTıRMALARıNıNKATKıSı Mehmet ÖZDOGAı'J *

Bir bil im d a lı olarak aı-kcc lcj inln konu ve içeriğind e so n yıll arda öne m li b ir ta k ı m de ğişiklikler o l muş tur . Artı k arkeolojl yal nızca geçm i ş dö nemlere ait yapı kalıntıl a rını, b uluntula n t a nı ml a mak , sı n ı fl a n dı rm a k ve ı a r l h lem c k l e ycti nmerrı e k t e, giderek kültür. so runlarına e ğil eri ve bu kültürleri yaş adı k ları doğa l çevre ile birlikte ele alan b ir b ilim d alı haline gelmekted ir . Bunun so nucu olarak ar keo lo]l ilc çeş i tl i do ğa ve fen bilim dall a rı ara s ınd a ki k a rş ılık lı bilgi a lış veri şi e rt m ış ve arkeoloj i gider ek bu bilim dallanna daha bağımlı b ir duruma gelmiştir. Arkcolojl ile doğa ve fen bilimler i aras ın da ki i lişki . tek yönlü, yalnızca arkeologl a rın kullan acaklan 'bilgiyi elde etmeye yön elik bir ilişki de ğ i ldir: fen ve doğ a bilim ler i de, ken di uz m a n lı k da lları aç ısın dan eld e etl ikleri s on uçla rı znma n boyu tu içind e s ın a ma k , somut örneklerle kanıtla mak için arkeolojik ver iler e gereksinme duymakt adı rlar. Ne var ki, ayrı ayn bilim dulla rına ni t uzmanlar. ayn ı sorunun çözüm üne yönel seler bil e, çoğu kez. birblrl crlnin çal ı ş ma ve yayınl arı nı izlem e ol ana ğı bulamamakta, bir araya gelse. ler bile, diğer b ilim dalla r m m s ağh y acağı olanaklar ve yönt em ler bilinm e dlğ tnden , do ğru so rular form üle edil em emektedir. Arkco loglarla, d o ğ a ve fen b ilim dallarına ait u zmanları bir araya get iren böylesine ge n i ş ça p lı b ir toplan t ı . aradak i il e ti şimin s ağlan mas ı ıçi n kuşk usuz yeni ve büyük bir olanaktı r.

Arkeoloji ile bitkfbtlim , zoolojl, jeo loji ve fiz ik antro pc loj l arasmi liş k i n in tarihi , ka zı l a rda ortaya çı ka n somut örne klerin tanım l an­ ma sına duyulan gerek sinme nedeni ile oldukça es kidir. Bunu kimya , fizik ve jeofizik gibi da llar Izlemiş. ve b u bi lim dal larmd an gelen uzmanlar artı k kazı ek ipleri nin ay rıl m a z bir er pa rçası o l muş l a rd ı r. Bu na k a rşı lı k, doğal çevrenin fiziki özellikl erini. su ve top rak k oşu llarını , çevre ortamında meyd ana gelen dcğ iştk lik l er -i inceleyen uzmanlık de lları ile arkeoloji arasındak i or tak ça lış m a n ın b ek lenen düzeyde o lduğunu söylemek gü çtür . Kuş kU SU L bunda, kü ltür tarihi ilc doğa l çevre a rasındaki ba ğ lantımn doda'ki

(~i

Doç. Dr. Mehmet ÖZDOCAN, Kutlugün Sok. N o . 6 1 34400 Sultanahmet/tsTANBUL

139

Iayh ve soyut olmas ı nın da etkisi vardır. Gene de, Troya örneği n de ol. duğu gib i ( Kr aft , Kayan ve Erol 1980, Rapp ve Gifford 1982) ülkemizde de son yıllarda arkeoloji ile bağ lan tı lı jeomorf oloj i ve fizik i coğ rafya, çevrcbil irrı araştırmalart ya pılmakta i , sayıca az da olsa, b u bilim dallar ına ait uzmanlar kazı ek ip lerinde yer al maktadır . Ancak , ülkemizde yap ılan jeomorfoloji araştırm a larının yoğun lu ğunu ve özellikle ileri dü zeyini göz önüne a lırsak, b iz arkeologların bu b ili m dalından yeterince ya rarland ı­ ğm ı söylememiz de çok güç tür. . Arkeoloj in in konusu olan in san ve 'k ü lt ür ile do ğal çevresi arasında çok yönlü ve karma şık bir ilişki vardır ve d oğal çevre de, kültür gibi , sürekli bir deği ş i m süreci içindedir . Çoğu muzun dü ştü ğü b ir yanılgı da, günümüzdeki do ğal çevre ko şull arının geçmişte de aynı ol duğunu varsaymak tır. Marmara bö lgesi gibi , yakın sayı lab ilecekb ir geçmişte do ğal çevre ko şulları çok değ işmi ş olan bi r bölgede çalışa n , ve bu de ğişiklikleri ilk b aşt a doğru olarak a lgtlayamadığı için ön emli yanı lgrlara düşen bir arkeo log olarak, yukarıda sözü ed ilen olayın en iyi örrıe ğmt o luştu rdu ğ u ­ muz k anıs ındayı m . Marm ara bölgesini n, [eomorfologlar ve fiziki co ğraf­ yacı lar. tarafından öteden beri bilinen özel likler inden habersiz olarak araş ­ tırma projesine başlamamız. c hem arazid e bize gereksiz yere zamarı kaybc ttl rmiş, hem de, el de e tt iğimiz so nuçlarla bek ledikler imiz bi rbir ini tutma dı ğırıdan , bö lged eki kül tür sürecini yorumlam anuz güç leş mişt ir. Bu bildirin in Marm ar a bölgesinin jeom orfolcjtst ile ilgili yeni b ir getirmek gib i bir i ddasının o lamıyacağı açıktır. Buradaki esas amaç, bi r yan da [comorfologlar tara fın dan bilinen ancak arkeologlar için yabancı olan verileri toplam ak. öte yarıda doğal çevre k oşulları ilc kültür süreci arasındaki organiık bağı sergilemek tir. Bir aı keolog olarak j eorrıor­ folojik verileri yorumlamada bazı yam lgrlara d üşme m i z doğa l ka rşıIa n­ malı dı r, yukarıda da be lirt i l dt ğ ! gibi bu blldlrl, ik i bilim d alı arasında karş ılı klı bilgi alış verişi ne da yalı orta k ça lış ma nın s ağ hyaca ğ ı olanakları sergilerneye yöneli k bir ön çalışmadı r. görüş

Mamıara Böl gesinin Arkeolojik Önemi ve Araştırma Projesi

Öteden beri arkeologlar Marm ar a bölgesini Ba lka n yarı ma dası ile Anadolu arasındaki kü lt ür iliş kisin i s ağ lıy an do ğal b ir köprü olarak 'g örmü şle rdi r. Ancak b u g örüş arkeelejik verilerden çok, bölgenin harita üzeri ndeki konum und an kaynakl anm ak tadır ; bu rada, Asya ile Avrupa kıta­ la rı nın diğer ttoma s nokt aların d a old uğu gibi aş ılmaz dağ sı ralan. geçi lLL ) Türkiye ve ' yakın çevresindeki için bk .

140

Brıce .

çevre bilim araştırm aları ve toplu kaynakça

1979, BintllU ve Van

zeıst

1982.;

C md alı

1979; Atalay 1982,

ilişkilerini gtiçle şti ı erı batak ya da kurak al anlar yoktur. Ne İstanbu l, ne de Çan ak ka le b oğazını aşıl maz doğal en-

mcz nehir ve denizler. kültür

gelolarak sayamayız . Her ne k adar bu boğazl ar alıntıları ile ün ya pmış" Iarsa da, bunları geçm ek Dicle ya da Fı rat 'ı geçm ekten çok daha kolay ve tclılikcsizdir. Kapalı b ir deniz olan Marm ar a ise, k ötü hava k oşulları dışınd a, en ilkel k ayık ilc b ile rahatl ıkl a geçilebilir. Bölgen in bu özelliğine b ağlı olara k Yakın Do ğu ilc Avrupa ara sın daki göç, i stila, ticaret, kültür alış verişi gibi her türlü ili ş kin in Marmara üzerinden ge rçe k leş t iği konusunda arkeologlar fiki r bi rliğine ve rmışlardır. Arkeologl ar aras ında ki görüş varkı dah a çok etkin in batı dan do ğuya mı, yoksa doğudan batıya mı yönelik olduğu ve bunların tarihlenmesi ile ilgilidi r. Böl genin iki nci önemi Akd eniz ve Ege'den gelerek Karadeniz'e geçen ve buradan da Turıa , Dlnyepr, Don gibi büyük nehirlc rlc Or ta ve Doğu Avrupa'ya aç ı lan an a deniz yolun un dü ğüm nok tas ı üzerinde yer alm as ı­ dır. Deniz ve kara yol ları üzerindeki stratejik konumu nedeni ile , u zak coğra fi 'bölgeler a rasındaki kü lt ür ilişk ilerin i aydınlatacak ip uçlarının Ma rm ara bölgesinde b ulundu ğu öteden ber i kabul e d ilmiştir. Bunun yanı s ı ra , ı lımh fkli m l. tarım ve çif t çili ğ e elverişli to prakları . bi tki ör tüsil ile su ve kara av h ayva nla rının zeng i n liği de göz ön üne a l ın ırsa , Marmar a bölgesi nin her dönemde i ns an la rın otu rmasına çok uygun bir ortam oluş. t urduğu nu dü şünebil i ri z.

Ara ştırm a l ara b aşla dı ğ ımız 1979 yıl ın da, Marmar a bôlgesl ve özel. likl e Trakya kesimi, tar ihön cesi erkcolojtsi aç ıs ın dan Ön Asya'nı n en az araş t ırı lm ış bölgele rinden b ir i d ururrıu n d aydı . Bu nedenle, Ana do lu ile Bal kan ta rih öncesi kült ürleri arasındaki ilişk ileri ele alan, b irbiriyle çelişen , pek ço k varsayı m ileri sürülmüş, ancak bunla rı n hi ç bi ri genel kabul gönnem işti 1. İ stanbul Ünivers ite si P rch istory.ı Anabilim D alı t arafın­ dan yapılmakta ol an Marmara ve Trakya 'araştırma ları 3, esas olarak, bu karişıklığt gi derecek somut veriler bulma umudu ile ba şl at ıl mışt ı . Arazi tarama çalışmala rında bu gün e 'kadar, 300'ü t ari h öncesi dönem e ait olmak üzer e 1500'ün üze ri nde buluntu yeri sa ptanarak belgelenmiştir. Toplanan malzemen in değerlend iri lm e si ilc, PaleoIiti k dö nemden b aşl am ak üzere , gerek Trakya'nın ve gerekse Doğu M arma ra'ın kü ltür sıradüzen i belirlenmi ş ve b ir çok sorun da ç ö zü mlenmiş t i r . Ancak , araş t ı r mala nn es as a mac ı o lan kültür il iş kil e ri k onu su n da ortaya çıkan sonuç, ç alışma­ ya ba şlama zd an önceki kend i görüş lerimiz de da hil olmak üzer e, ileri süıiil mü ş tüm varsayımlar ile çel işmek tc d lr. Özellikle Anadolu -Trak ya iliş. 12) Bu konu da. çeli şen görüşler ve kaynakça Için bk Özdoğan ı 982 c, (3) Araştırma1lU'a. paras al destek s ağlıyan Nation al Geograph lc Society ile' ARlT'e teşekkür borçluyuz.

141

k iler i

açı sından

Marmara bö lgesi köp rü olmaktan çok, engel leyici b ir etki yapmış gibi görülmektedi r. Yüz eyaraştırm a sının s onuç la rı nın bazı l arı, a rkcclcjide yerleşmiş b ir t akım kabuller e o denli aykındı r ki, b un ların kabu l edilmes i de. arkeo loj ik açı da n yoru m la n ması da oldukça güç tür.

çözüm Aranan Sorunlar Yüzeyaraştırması Trakya ve D oğu Marmara gibi çok gcniş bi r coğ­ rafi bölgeyi içine a l d ığından ve elde ed ilen sonuç lar da Paleoll ttk ça ğ dan Or ta çağa kadar uzun bir zaman sürecini ilgile ndi r diğ in den, proje kap samına glrcn sorun l arı burada ayrı ayn özetl eme ye o lanak yoktur. Zaten kü lt ür s ıradüzen i ile ilgili ol ara k eld e edilen sonuçl ar çeş i tli yayın­ larda ö zet l c n miş ur ' , Burada yalnı zca d o ğal çevre açısından önemli görd ü ğü müz bazı konulara dcğirı rrı ck lc yetineceğiz; yu kan da da beli rtil d iği gibi, burada sözü edilen kültürler ile ilgili ar keolojik veriler yüzey araş­ tırma sının

ön

raporla rın da

bu lunaoflir.

1 - Anadolu ile Trakya Kül tü rler inin sın ın

Farklılığı.

Yüzey

a raştırma­

sonucu Marmara Denizinin iki k ıyı sı arasındaki kültür farklılığı o lm uştur. Marmara Dcnl zl ilc İ stanbul B o ğezı'nın sı rıırladığr fark lı kültür bölgeleri esas olarak çana k çöm lekli Neolitik dö nem ile, yani M. Ö. 5500 - 6000 yılların dan itibaren belirlenmek tedir. Bundan önceki dönemlerde , yani Pal eoli tik Çağ ile buzul sonrası dönem koşu l lan nda geli. şen Epi - Pal eolitik Çağda gerek Trakya gere kse Anadolu'da aynı kültürlerin var ol dukrunu görmekteyiz. Özelli kle üst Pale oli tik ve Bp i - Palcolltik dönemlerde gerek Karadeni z, gerekse Marmara çevresinde, aynı kültür ögelerin i paylaşan yo ğ u n bi r i skanın olduğu be lli olma kta dı r. Neolitik dönem ile bir lik te bu kültürün tümü ile Anadolu t arafına çekildiği ve giderek İç ve İçba tı Anad olu'dan gelen etkiler ile geliştiği anlaş ılmaktadır. Buna k a rşılık bölgen in Trakya -ke simi, bir süre boş kald ıktan sonra Orta ve Kuzey Balkan lardan gelen ve Anadolu'dan ço k fa rklı özellikler gösteren kü ltü rlere sah ip top lulukla r t arafınd an yerl e ş ll m lş t t r. tı k Tunç Çağı b a şlarına , yani y a kla şık olarak M. Ö. 3 bi n yı ll arına kadar T rak ya ile Anadolu arasında herhangi bir ilişki oldu ğunu gösterecek tek bir bulwıtuya bile ras tlanmemıştrr. Bu ta rih lerde Troya r kültürünün Trakya'nın Marmara kıyıla n boyun ca yayı l dı ğın ı arıcak b ir süre sonra bu yerleşmelerin­ de ortadan kalkıp gene Orta ve Kuzey Balkan kök enli kültürlerin Marma;8 kıyılanna kadar i n d iği ni görmekteyiz. İ l k Tunç çağı nı, Orta ve Son (4)

en

şaş ırtıc ı

Araştırmalann

toplu

sonuçları

ve bu

yazıda

sözü edilen arkeolojik k ültürler

Iç- rı bk. Ozdoğan 1982 ll.; Ô zdoğan 1982 b ; Ôzdo ğan 1983 ai O:zdo!6D 1985; doğan

142

1986 c

oz..

Tunç çağı b oyun ca, ya ni M. Ö. 1000 yıllanna ka dar ne Marm ara'nın Anadolu tarafında Trakya kö ken li. ne de Trakya' da Anadolu k ökenli tek bir çömlek parçasına bile rastlanmıştı r ". Sonuç ola rak, M. Ö. 5500 yı lları ile 1. bin yı l b aş ı ara s ınd a , 3. b in yı l baş ın da k i k ısa bi r süre dış ında, Trakya ile Anad olu ara s ın da hiç bir ilişki olma m ı ş gibidir. B ildiğimiz kadan ile Ön Asya ve Doğu Avru pa' nın hiç bir yerinde, birbi r ine komşu iki bölgen in kü ltü rleri b u kadar kesin ve uzu n süreli fark. lılı k gös tcrmez. A şı lm a sı güç do ğa l enge l leı-le ayrila n bölgeler arasınd a bil e, sı nırlı da olsa bir et kilenme hem en her dönemde izlenebi lm ekte , i liş. k iler in kesintiye uğ ra d ı ğ ı kı sa sürelerd e b ile or tak bazı ögelere rastlanmaktad ır . Özell ikl e Neaolitik ve Kalk olitik Çağlarda Marmara 'nın iki kı­ yıs ı arasında bu denli bir iliş ki e k s i k l i ği n i a ç ıklamak çok güçt ür; bu d ö. nem Anadolu, Egc ve Balkanlarda oldukca ca n lı ve ha reketli bir dönemd ir. Anadolu ve Ön Asya 'da gelişen çlftçllik, tarım , köy yaşa n tıs ı. yani bes in ü rct iminc da yalı ya şam b içim i Tesclya ve Mak edon ya üzerinden Avru pa içlerine kad ar yayı l m ı ş , Kalko litik ça ğ ba şla rı nda , Anad ol u'da Hacı l ar, Ku zey Yuna nist an'da Seskle çanak çöm ieğ i n i n de beli rl ed i ği gib i orta k kültür ögeleri uzak c oğr a fi bölgel ere geceb il m i ş t i r . Bu dönemler de, ba şta ma dcn olma k üzere çeş i t li ham maddelerin ticare tinin de yoğ unl a ş ­ t ı ğı b ilinmektedir. Marm ara Dcnlzinln kuzey kı sm ının , T ra ky a'nın bu geli şm e l erin tüm ü ilc dı şında kalma s ı m n nedenlerini açı kla mak , öze llikle Neolitik ve Kalkolitik çag- içi n çok güçtür. t ki bölge a rasınd a M. Ö. 2. bi n y ı lda görülen kü lt ür fm-k h lı ğr, kı sme n , dön emin politik olayl a rı ile aç ı k­ lanabilir; b u dö nemde; bu dönemde Anadolu'da k u rurn laş nuş de vletl er in bu lun ma s ına karşı lık, Tra kya'da «pro te-Tra k» ola rak th a nı ml a na n ve top' lu msal örgütlenme bakı mın dan çok daha geri düzeyde topluluklarm bulun d uğu bilinm ekt edir. Tra kya 'n ın iç kes imlerin in bu gelenekse l y apıs ı ge n iş ölçüde Roma dö ne mine kadar s ürm ü ş tür.

2-

Bazı

Bölgelerin Uzun Süre

Boş Kal ması . Yüzey araş tırmaları

s ıras ında,

bütün çabala rımıza rağmen baz ı coğrafi bi rim lerde hiç bir yerizine rastlanmarmş, bazıları ise ya l nız ca tek bir döneme ait bulun t u verm işti r. Bu bölgele r i ş u şekil d e guru pl ayabiliriz : l eşme

( sı

Yoğun

bir kü ltür Ilişkisi ol m nm asın a ı-a ğmen bazı h am maddeleli n deniz yolu ile Ma r mara üzennden ticaretinin Son Tunç Cağı ıçind e arU ığı bell i olmaktadır. Romanya kıy ılarında ele geçen bu lunt ulan n y anı sır a 1983 yılın da Şar, kö y yakınında. Steme Deres i Mevki inde bulun an. Kıbrıs, Miken , Anadolu "Ve DoJ:ru Av r-upa kökenli a let türlerini içe ren toplu buluntu da bunu kanına­ nıa.ktadır.

143

a ) Karadeniz kıyı şeri d i : Karadeniz kıyı şeri di üzerinde araş urdı­ en doğu nokta Kefken ya kınları n da Cebeci kuml uğu ol muştur. Trakya k ısm ı da dahil olmak üzere, a ra ş trrdığunı z yerlerde Pal eoli tik Çağın çeşitli dönemlerine ve özellikle Epi-Paleolitik dö neme ait bir çok konak yerl ve işlik sapta nmış tı r. Buluntu yerlerinin sayısındak i a rtıştan . buzul so nrası dönemde, yani, yak laş ı k M. Ö. 12 bi n ile 6. bi n arasında Karadeniz kıyı şeri di üze rin de ön emli bi r nüfus yo ğunlu ğun un ol du ğ u açı kca belli olmakt adı r. Ancak, bü tün bu alan içinde M. Ö. 6. bin yıl ile ı. bin yıl baş­ ları a rasına , ya ni cn azından 5 bin y ı llık b ir döneme ait olabilece k bir te k yer bulu n m uş tu r ki o da, AğaçIı k um l u ğunu n cn yüksek yerinde, 2 - 3 kulübcden oluşan, tek evreli küçük b ir yerleşmedir. Bu rada bulunan çanak çömlek, b üyü k bi r olasılıkla Neolit ik ça ğ ba şlarına ait t ir. Ne bizim araş­ nrmalarımızda, ne ba ş ka araştırıcı l ar ta rafınd an çanak çömlekli Neol it tk ve Tun ç Çağla rına ait b a şkaca buluntya ra stl anmamı ş , E dirne, İ stan­ bu l ve İzmit rrı üzclerl n e de bu kes im lerden p arça gelme m iş tir. Demir çağı ba şları ilc, yan i M. Ö. ı. b in yı ldan iti baren kıyı ş erid inde zayıf bir iskan ın ol duğunu ve daha sonra Yunan koloniler i ilc bir likte kıyı y erle şmele­ r inin ç o ğal dığı n ı görmekteyiz. ğım ız

Karadeniz bölgesi gibi yoğu n 'o rm an ve ça lı ile kaplı bir arazide ta rihönccsi ye rleş me yerlerini bulm anın ne denli güç ve ra stlan tıl a ra ba ğ h olduğunu b ilm ekteyiz. Yapı m alzemesi olarak ahşabın kullanıldığı yerl erde höyüklcş men in el mayacağı da açı ktır. Ancak yüze y a raş tırma l an n da bulu nması genellikle çok dah a güç olan pal eolitlk çağ konak yereri nin çokluğu göz önüne alınırsa, h iç de ğil s e burada ki nüfus yoğunluğunun öne m li ölçüde aza ldığı rah a t lıkla söylene bilir. Benze r bi r gelişm e kuzey Karad eniz kıyılan ile Kırım ya rımad ası dışında, tüm kıyı şeridi için söz konusudu r ", Karadeniz çevresinden b ilinen Neoli tik -Tu nç ç a ğı ye rleşm ele ri daha çok Yeş il ırm a k , Kı zılırma k ve Tuna gib i büy ük ak arsu delralarında topIanmaktadır.

b) Kocaeli yarıma d as ı , İzmit - Sapanca yöresi : Bura sı da Ka ra deniz kıyı şeri di ile hem en hem en ayo ı durumu göstermi ştir. Bu bölgede de , çok yoğun olm amakla birl ikte Paleolitlk çağ buluritularm a ra s t l a n m ış , Karaden iz kıyı şerid inden fa rklı olarak, Mar mara k ıyı şeridi üzerin de Fik irtep e k ült ürü ne. yani M. Ö. 5500 yılla rı na ta rihlenen ye rleş m eler bulun(6)

144

Özellikle bk. Balomey 1976. Yüze y araştırmalarının yoğun oldugu Bulgaristan ve Romanya'da da kıyı yarleşmelert, Tu na deltası dışında, yoktur. Ilginç bır başka olay da. Neo uu k dön emden Demi r Cakı başına kada r Gel ibo lu y arıma­ dası n ın sürekli olarak An adolu kökenli kültürlerin etkt alanı içinde kalmasıdır; bunun yoru m u jç;n bk Ô z do ğan 1966 a,

muştur. İl ginç olan , bu kes imdeki Fi kir t epe ye rleş me le rin in tümünün tek evreli olm ası ve 'he ps ini n aynı dön emde terk edi lmes idi r" . 'Bu b ölgede Fikirtepe kültürü ile M. Ö. 1. b in yı l ara s ın daki döneme tarlhlcncbllecek hiç bir bul urnuya ra s tla rım a rmsu r. Buna karşı lık İzmi t körfezinin 30 km. gü ney ind e, İznik gölü çevresi nde çok say ı da y erle şm e yeri va rdır ve özel. likle 'M. Ö. 3. ve 2. b in yı llarda bu rada önemli b ir nüfus yoğu nl uğu b ulu nduğu da a nlaşılmak tadır. Gene bura larda ke nt yerleşmesi sayı la b ile­ ce k kad ar büyü k höyü kl ere de rastlaumaktad ır. İz nik havzası yerleşme­ lerinin en kuz ey sınırı , İzn ik - Ma rmara su böl ümü çizgisin e ya k ın ye rde, plato üzerin de Vali deköprü yakınındadır. T ra kya 'nı n Marmara k ı yılan da dah ilol mak üze re b ütü n Kuzeyba tı Anadolu'da çok y oğu n olan Traya .I yerleşmel erin in İzm it körfezi çevresinde görülmcmesi de ilginçt ir .

c) Marmara

Kıy ı Şeridi :

yarımadası ile İ sta rı b u l

.

Yüzey arasurmalan

s ıras ınd a ,

Gel fbclu

Tekirdağ a ras ı ço k yoğu n olmak üzere, Trakya

kı yı la rın ı n bü yük bir k ısmı ve İzmi r körfezi çevresi tara n rm ş u r. Bu bölgelerde Paleo Iitik ve Ep t-Palcolitlk dön em bu lun tu yerler i Büyük Çekmc cc'nln d oğu s u n d a ka lan k ı s ım lard a yoğunlaşmak ta bat ıya d oğ ru burı­ la r-ın sayı sı gidere k a za lm a k t a d ır. Trakya k ıy ı la rm da. Gelibolu yanmadas ı hariç, Ncolltfk. tık ve Orta Kalkolitik döneme a it bu luntu yeri ne ra stlanma rmş t u-. Son Kalkolil ik döneme ai t olabilecek 4 ufak ye rleşme bulunmuş , buna karşılık İ l k Tunç Çağ ı başında, yani M. Ö. 3. b in yı lla nnda kıyı şeri d i ni n yoğu n olara k iskarı ed ild iği görülm ü şt ü r. İs t a nb ul ile Te k i rd ağ arasın da, k ıyının büyü k bir k ı smının çağdaş y apılar ile ka p lı ol masına ra ğ­ m en Toroya i çan ak çöm l eğ i veren 10 h öyük sap t a n m ıştı r. Bu höyük let, ya Ş erefl i Çiftlik ve K ınalı Köprü höyü kleri gib i şimd i d ol m u ş olan es ki koyların k e n arın d a , ya da Toptepe. Mcn ek şc Ç a rağ ı gib i, ak arsu ağızlarm­ da den ize doğr-u çık ın tı ya pan do ğa l yük seltilerded ir. Kıyı dak i höyükle rin önemli b ir k ısmı, k ıyınnı gerilemes i ile deniz tarafınd an yenmlştlr.

3-

Yerle şm e

Yerlerlnin

Bulunmasındaki Güçlük. Tra k ya'nı n



k ı­

s ı ml arınd a a raşt ı rm aya b a şladı ğmuz da , Anadolu'nun ç eşi t li yerl eri nd e da. ha önce e dind i ği m iz dcn cyimc daya narak tarihöncesi yerl eşme yerlerini bul m aya ç a l ış mı ş ve 1 ay kada r öne ms en ecek bu lunt ya rast lamadan ara. zlde dolaşrm şnk. Bizden ön ceki araş tı rm a cılarm da eld e ettikler i olumsuz so nu ç ları gözön ün e alarak a ra ştırmadan umudu kesrrıek üzere ik en, b ir ke sit tc kalın bi r aluviyon dolgu a ltında ilk buluntu yeri ni bir rastlantı SQ. nucu b ulrrıarm z , bize nere ler de ye rleşm elcrc rastlama şarısımızm da ha çok o l d uğ u n u g ö st ermişti r . Genellik le Tü r kiye'd e oval a rı n tık Tunç Çağı ba ş ına kadar alüvyonla dolup yüzeyler inin y ük seld iği ve höyüklerin eski '13,-

(71 Fik irtepe kül turu ile ilgili so runlar için bk.

Özdo ğan

1983 b

145

bakala rının

ov a seviyesi a l tı n da alilvyonla öntüldüğü b t linrrıektedir. Ancak orta 'kesiminde, Ergene ça n a ğında çok yeni alevyon d olgu Rom a dev r i ye rleşmeleri de dahi lolm ak üzere tü m eski yerleşme l eri kaplamaktadı r . Ö rne ğ in Alpu Ilu yak ı n l a rm da . b ir k urn ocağı kesit inde Roma yerleşmes in i n üzerinde 3 rrı., E t-gen e/ye 20 km. m esafede, 'bir sel yan ğ ı kes itind e Tunç çağının üzeri nde J ,5 m. k alınhkta do lgu gördük Bun a ıkar. şı l ık Ergene'den uzaklaşt ıkça, ve özelllkle Vize, Kı rk l a reli , İrıcece , Sülo ğ ­ lu, Havsa, Edirne yö resinde yeni dolgu larm k ahnl r ğ ı azalmakta ve b u b ölgelerde günde 10 kadar tarih öncesi ye rleşmeye ras t landı ğ ı b ile o lmaktaydı . Kuşkusuz bu , 'bölgede ya ni al üvyo nlann olma d ı ğı anlamına gelmez: yerel ko ş u llara b ağlı alüvya l boğulma lara bu bölgelerde de ras t l an mi ş arıcak b u do lgul ar m kalın lığ ı . E rgene ça nağı nda ol duğu gib i, araşt ırrnayı engelleyecek nitelikte o l m a mı şt ı r. Edirne çevresinde M e ı-i ç ne hrinin alt sekilerinde de kalın alüvyon örtüye ra s t l a nm arru ş u r . Trakya'nı n

Enez ~ K oş a n Uzun köprü a rasındak i bölgede, E vreşe ova sın da , ve Marmara kıyı şeridinde, şi m d i dol m u ş olan k oyla rın s ınırları be llrlenmc den a raştırmanın önemli zama rı kaybına yol aç tığı ve yerle şme yerlerine rastla manın daha çok rastl annlar a bağlı ol d uğu an laş ıl m ış tı r. Benzer bit durum da İz ni k ." Yen i şe hi r ova la n için söz konus udur . Bu ralarda ki es ki göllerin sı nı rlan ta m olarak belirlenme den a ra ş t ırma ol an a k sı z denecek kadar güç tü r. Bü tün b u sorunlar bizi Marm a ra b ölgesin in Ilkle jcom or folcj is i ile ilgilenmeye yö ne lm iş t i r. Do ğal

Çevre

Koşulları Açısınd an

doğal

çev resi ve özel.

Marmara Denizi ve

B o ğazlar

Marm ara denizi ' dünyadaki d iğer iç deniz lerden çok fa rklı bir takım özelliklere sahip tir. Genel olarak dünya deniz lerinden dar boğazlarla eyrtl a rı iç den izlerde iklim d c ğ i şi kl l k l e ri nlrı. den iz düzlem leri ndeki oynarrıa laı-m , diğer denizlere oranla ço k da ha abart ı lm ı ş sonuçlar verdiği bil l rım e ke tdi r. Bu nun en k l a si k l e şmi ş ö rneği so n on bi n yı l için de 4 ker e göl ve deniz olara k d eğiş i m geçiren Baltık Denizidir . Benzer bir değişim süreci de Kızılden i z için söz ko nusudur. Anca k Marm ara Den izi'ni n duromunu çok da ha karmaş ık ve or tam değişi k liklerine hassas yapa n bir t a k ım özellikleri vardır ; b unla rı şu şek ilde sıra layabili r iz : Mar mara Denizi iki ta rafı n da k i dar, uzun ve göreli olarak sığ ile d iğe r denizlere ba ğlaıu r . Bun lardan , en s ığ yeri 45 m . civarı n da olan Çanakkale Bo ğa zı Ma rm ara'yı ana de n iz slsrem leri rıe , ya ni Ege · Akdeni? üzer inden okyan us lar a. en s ığ yeri 35 m. kadar olan İ starı1-

boğazlar

{Si

146

M armara Deni zi ve kaynakça içi n bk . Ardet 1000; Arde1 ve l'Cu nter 1973

bul Boğazı ise, başka bir iç deni z olan Karaderıla 'e ba ğ lar . Den iz se viyes ini n yüksek olduğu dönemlerdeki, en so n "'unu buzul devri bitiminde ol muştur. Kar adeniz de, Kcr ç boğazı ile , başka bir iç deniz olan Hazer dcn izinc bağlanmaktadı r (Erinç 1954). Bunlardan Karad eni z ve Hazar, Tun a, Din yepr, Dlnycstr, Don ve Volga gibi soğuk böl geler den gelen ve büyü k miktarlarda su getiren neh irl erl e beslenm ektedir. Bu ne den le her ik i denizin su lan da diğer den izlere oran la da ha serin ve az tuz lu olan ku delerdir; bugün Karadeniz (Ard el 1953) tuzluluğu % 035 olan Ege Den izine oranla çok t a t lıdı r ; Karad eni z tuz ora nı orta laması % 018 k ada rdır ve bu -daha kuzeyde, Azak Den izin de % c ı re kadar inm ekt edir (Gorshkov ve Yakushova 1977, s. 374 ). Bu nedenl e Marmara Denizi b a tı dan sıc ak, tuzlu ve dolayı sı ile yoğun luğu fa zla , ağır bir su kütlesi , Kuzey doğu sun­ dan Ise soğu k, tuzluluğu az, dolayı sı ile ha fif ola n sular almaktadı r. Marmara deni z alt ı t op c ğra fyası, iç de nizIerde olmayaca k kabir yapıya sahiptir. Marma ra 'nın kapl ad ığı 11.350 km' lik alan ın he me n hem en'yarı s m dan fazla sı , de rinliği 100 m .'den da ha s ığ olan gen i ş b ir sahanl ı kla k aplıd ır; bu na karşılı k derinlikler i 1200 m. yi bu lan üç acİ et de ri n çukur da kuzey kesiminde yer almıktır ve b unlar doğu ­ 2-

dar

karmaşı k

batı doğultusunda uzanır.

3 - Marmara Deni zini besleyen büyük akarsular yoktu r; bu nederı­ le Marmara'mn su rejimi doğru da n doğruya Ege ve Karaden iz'den gelen su miktar ve niteliğine bağ l ı dır. 4 - Marmara Deni zi tektonik bakımdan d ünyanın e n hareketli yerler inden b ir i durumundadır (Sipahioğ lu 1984; Atalay 1982, s. 23 vd ). Bu yanlızca bölgenin deprem etk in liğin i d e ğil, yakın zam anlarda tektonik kökenli alç alma ve yükselm elere de yo l açm ış t ı r'. Nite kim araştırm alarımız sırasında Avş a a da sı kıyı s ın da Marmara Denizinin 10 m. kad ar al tında, M. ö. ı . bin yıl b a ş ların a kadar b ul untu veren bi r höyük saptanmış tır". Marrrıere-Karadcntz

Sistemi

İJe İ lgt ll Araştırmalar

Marmara Deniz i'nin yuka n da s ıral ana n özellfkler t 've Karadeni z - Hazar ile Ege Denizinin etkileri ilk olarak Prof. S. E r ln ç t arafından (Erinç 1954, Erinç 1979, s. 95-96) ele alınmış ve Sovyet araş tırmacıların Karadeniz'de yap tıkl a rı çalı ş malar "ile, B oğazlarm t opoğ rafik özeIIikler ine dayanarak Marmara'nın çevre ortamında buzul ve buzul sonras ı dö nemler de m eyd an a gelen deği şiklikler açıklanmıştır. Dah a sonra aynı ko nu, ba şta 19) Bu h öyük ve jeomojrfo lojisi "ayrı bir yayında. ele alınacaktır, ancak tektonik olay larla su altına g ö çmuş yerleş metera Ege çevresinde sık olarak restla n maktadır.

147

Prof. O. E rololmak ü zere ( E rol 1976) çeşitli a raş tıncılar tarafından kıyı taraçalan ve deni z al tı t opo ğrafya sr aç ısından ele alı nm ıştı r. Bu a ra ştı r. malar Çanakk ale ve İs tanbu l Bo ğa zl arının ta ban derinliklerini esas a lar ak, dünya deni z düzlemleri n in değişimine göre Marmara ve Karad eni z'in tatlı su gölü - acısu gölü - tuzlu deniz koşullannda b ulunma evrelerin i 'ele almaktadır . Deni z düz leml erinin yükse k ol duğu buzul aras ı dönemlere, yani Akdeniz sularını n Marmara . Karadeniz sis tem ine yo ğ un olarak geç tiği dön em lere ait kıyı teraçalarmda bulunan Akdeniz kö kenli fosil ve kavkı lar ile, zaman zam an görülen Karadeniz - Hazar kö kenli k a vkı lar sözü edilen araştırmalan dest ekleyen ka nı tl a r a ras ında dır. Bu çalışmalar Marm ara ve Karadeni z'in dünyamn di ğ er den izler inden çok fa rk lı bir gelişim süreci geç i rdiğin i ve bugünkü durum a ge lişl e rin i n oldu kça yak ın bir döneme ait olduğunu or ta ya k oymuştur . Bu deği şim süre cin in yaş am ortamın a olan etkisi, de n izin fiziki ortamında olduğu ka dar kimyasal b ileşimind e meydana gelen de ğişiklikler Karadeniz - Mar mara . Ege Ve Akd eniz'de yapılan bir takım derin so na]larla an laşı lmıştır ", Karadeniz'd e 1969 yı lı n d a Adant is II araştı rma gemisi ile bir Amerikan ekibi 60 değişik yerde dip te burgu sond aj ı yapmış­ tır ; bunlardan Karedenle'in do ğu • bat ı ekseni boyunca uza nan 6 burgu kesitleri in celenerek yayınlanmıştı r ( Degens 1975). Kesitler ka tmanlaşma. minerol oj i, fosH ve ba k teri, kim ya sal doku vb. aç ısından SO deği ş ik uzman tarafından incelenmiş ve bir di zi de C 14 tarihlernesi yapı lm ı ş tır. ,.Bu nun yanı sı ra gravite, manyetik ölçüm ve sis m ik kesitl erl e de dip çö kek ileri i ncelenm işti r. S onu çl arı ş u şekild e özetleyebiliriz : 1 - Bütün kesitlerde aynı katmanlar a rastlanmı ştır ki, b u Karadeniz çevres ind eki iklim koşulla nn ın tekdüze olduğunu göste rmektedir.

2 - Dolgu kalınlı ğı diğer denizlere oran la çok fazladı r, 12 m. lik burgu ilc anc ak 25 bi n yı l önc esini n ka t rna la rına varılmı ştır.

3 - M. Ö. 23 bin ilc 19 bin yıllan arasına tarihlenen en alt dol gu tuzlu deniz ko şull anndan tat lı su' gölü durumuna geçiş sürecini yan sitmaktadır, Bu süre içinde ok sijen dağılımının derin lere kadar in med iği ve he me n hemen bug ünküne benzer bi r or tama sahip olduğu anlaşı lmak­ tadır.

4 - M. Ö. 19 b in y ıl ın da t atlı su gölü durumuna geçiş tamamlanmış ve oksij en , dikey akm nlar ile derrizin en deri n yer leri ne 'kadar dağılmış ­ t ı r . Bu durum M. Ö. 5 bin yılına kadar sürmüştü r. Bu süre içinde ka lstnc ı

.Bu konu da Sovyet I anılmıştn - ( Erinı;

148

-

araştırmalan

Ile

üauı

.

ancak ikincil kayn aklardan yarar·

1954; Gor sbov ve Yakushcsa 1977)

yum karb ona t oranl arı nd a gene l b ir artma eğilimi görülü r ve do lgu birbirini düzenli ola ra k izleyen açık ve koyu renkli katmanlardan oluşmak­ t a d ı r.

Bunun son 5 bin yı lında, yani b uzu l son rası dö nemi dolgu bi ri kim hızının ya rı yarı a zal dı ğ ı görülme ktedir.

ko ş ullarında

5 - M. Ö. 5 bi n yıll arın da tuzlu su k arı kmas ının başl ad ığı, kükü rtlü hidrojen (H:S) kat m a nın ın O IUŞl u b'U an laşı lmak ta dır . Tatlı su ortam ın da yaş ayan kavkı , b akteri, balık ve b it kilerin yerlerini giderek deniz orta rrıı­ nın can lıları bıraktıkl arı b u döne m, genel olara k «Karadenia'ln A k d eni ş­ l eşm e süreci » olarak b ilinir . M. Ö. ı. bi n yıl başları n a kadar süren bu d öne m, kuru a ğ n- lı ğ ırı % 4Q'ını b u lan organik çökeltiler bakım ında n çok zen, gindir ve katm anl ar dan tat lı su canlı lann ın tu zlu su c an lı l an ile de ğişi­ m in i y ıll ı k olara k izlem ek o lasıd ı r ( Degens 1971 s. 428) , Koyu kah ver engi pelt e görünümünd eki bu katm anda organik mad de dı ş ında k i çökelü lerin mikt arı daha da aza lm ı ştı r . 6 - So n 3 bi n y ıllı k dö nemi kapsayan, siyah ve beyaz r enk li çok ince ka tm an lardan o l u ş a n en üst dolgu Karadeniz'in günümüz koşullarına sah ip ol d uğu dönem i temsil et m ektedi r. Akars uları n geti r dikleri ç öke ltller bu dönem de da ha da aza lm ış, bun a k a rşılı k or ganik çürüyük ler ve çökeltflcr a r tm ı ştır, Ö l m ü ş org anik m addelerle beslenen ve ok sijen siz orta m da üreyen ba kteril eri n de ar tt ığı izlenir. Suyu n tuz oranı ve ı sı de ğ l­ ş ikIi k leri ne b ağlı küçük ik lim salınımlan da iz l en ebiI m işt ir . Benzer b ir ça lış m a Sm it hso nian üniversites i Akden iz Havzasi Ara ş­ tı rma Projesi çer çevesinde, Marm ara deniz dibi nde yapı lan 44 burg u kcsl tldl r (St anley ve Blanpied 1980 ). Bu ke sitler de x işınl a n r ady ogr afls t, petrogra fik. m ikroorganizma . k imyasal bileşim b akımlan ndan i ncelerı­ m iş, ay rı ca bir dizi C 14 ölçümü de tarihlerneye yararlı ol mu ş tur . Elde ed ilen sonuçlan ş ö ylece özetle yebiliriz : 1 - Burgul arın alt s ını n a rıcak M. Ö. 12. 'bin yı lın a 'kada r inebilE n alt ik i bin yıllı k dolgu ye ş ilim si k illi millerden o l uş ma k t a ve % 15 'kadar organik madde içer mekt ed ir, Dolgu , derinlere oks ijen dağı­ lım ın ı ö rıleye rı göl ko şull arı nın v arlı ğını gös termekted ir. Gölün tuzlu luk dr am ha kkında kesin b ir kamya varıla m a m ışs a da olası lıkl a az m iktar da tu z ka rış ımı olan a c ı su k o şull a rı olabil eceği b eli rt ilmiştir. rrıi snr.

2 ......,.. M. Ö. Lo bin y ı l ile birlik te dolgu n ite li ğ i nde b elirg in bir de ğiş­ me izlenir ve bu M. Ö. 7500 yı ll a rı na k ad a r sürer, Dolgu gene göl özelliklerı gösteren, ok sijen d ağı lım ı ye ter siz bir ortarnıg ö st e rm ekte d i r : an cak Çan akk ale Bo ğazından Akd en iz sularını n giderek artan ölçüde geçtiğ i n i k anıtlaya n plan toni·k Formainifera ve d i ğ er organizrna lara da ras tlanır. Gene lola rak o rgan ik m ad de mik tan düşü k tür. 149

M. Ö. 75()(),,5000 yıllan arasın daki dolgu organik madde Içeri ği zengi ndir . Dönemi n baş larında Karadeniz'den gelen soğuk ve ta tlı su akıntıs ı nın büyü k miktarlarda o lduğu, Karadeniz ort amı­ nın yü.z.ey s u larım 'tüm ü ile ka pla d ığı anlaşılmaktad ı r. Ni tekim, kısa bir süre için Foraminifera tü rleri ortadan 'kal kmış t ı r. Ancak bu d ön em Marmara'nın Ege kö ken li derin dip ekıntısıru da a l d ı ğı, yani iki yönlü beslenmeye ~aşıadığı dönemi temsil et mektedir. 3 -

bakımından çok

4 - M. Ö. 5-4000 yı l1an ara sın da dolgu n i tel i ği n de gene bi r değ işim izlen ir. Karad en iz'den gel en su göçünün azal m ası ile Akden iz su larının daha b üyük mik tarlar da Marmara'ya ula şn ğr , gide rek deniz koşu l larının yer teştf ği ve ancak en der in kı s ım larda oksi jen da ğrlımuun ye ters iz kaldı~J anlaş ı l maktadı r.

Günümüz ko şullan M. Ö. 4 bi n yılı n dan sonra hemen hemen oluşmuş durumdad ı r. Plenkto n ve Foramirıifcra türlerin de belirgin b ir artı ş görülür. Öze l lik le M. Ö. 3500-2500 yı lla rı a ra s ında akarsu lann getirdi ğ i çôk elttler de önemli bir ar t ı ş izlen ir. Ma rm a ra 'nı n gü neyindeki havzal arda ya ğtş m artmas ına, aşınmanın kuvv etlenmesine ya da te ktonlk olaylara ba ğu olabilecek bu aluviyal dolgu bin yı lda 70 cm . gibi , atı ş ıl agelen i n çok üstünde b ir yığıhna yapmı ştır. 5-

1975 yı lında Cha llengcr gem isi Karadeniz'de üç d ip burgusu yapmış­ tır (Atalay 1982 s. 186-7) . Kuaterncr öncesi ne kad ar ine n bu burguların üst kesitl eri, yapılan ç ökelti, b itki spo r ve polen değerle ndirmele ri ile, 3 buzul ve 3 de buzularası dönemin Karaden iz'deki izlerini belirlemiş t i r. Bu na göre buzul dönemlerinde Karadeniz'dek i çökelti h::,.ı b in yı lda 1 m . gibi ço k yüksek boyutt adır . Konumuzla do ğ rudan ilgili olmamakla b ir lik te Ege ve Akdeni z'de yapı l an çeşitli deniz

Smile Life

When life gives you a hundred reasons to cry, show life that you have a thousand reasons to smile

Get in touch

© Copyright 2015 - 2024 PDFFOX.COM - All rights reserved.